sanırım bahsedilen bu. sonrasında; mütekabiliyet dışişleri politikasında tarafların karşılıklılık ilkesi doğrultusunda hareket etmesidir. ancak bu kavramlar üzerinden değil, ünvanlar, protokol ve sayılar üzerinden yürür.
yani kaavede "hile yapıyon taş çalıyon" diyen adama "sen de yaz-boz'da hile yaptın" diyerek dış politika yapılmaz. fransa gibi götleklere cevabı başka noktalarda verirsin. fransız diplomatları sınırdışı edersin, fransız mallarına kota koyarsın, fransız okullarındaki fransız asıllı bütün eğitmenlerin çalışma izinlerini iptal edersin, ülke içindeki fransız şirketlerini türk markası olarak tescile zorlarsın. ööle televizyondan efelenmekle anca köylü abdülgaffar'ı kafalarsın ama ulusal onuru ayaklar altından alamazsın.
cezayir soykırımı'na gelince;
cezayir iç savaşı süresince ölen, idam edilen insan sayısı sadece fis'in terör eylemlerinde öldürdüğünden bile azdır. "fis ne amca?" diye soran olursa bak google orda yeğenim. yani bi siz uyanık değilsiniz herkes o lafı içerdeki avanak seçmene tekrarlar da dışarda söyleyemez sonra bir cevap alırsın bir daha altından kalkamazsın.