collective unconscious demiş gavurlar buna. jung'un zihin unsurlarını oluşturan etmenlerden birisidir kişisel bilinçdışı vardır bir de ego vardır. bunu da freud'un ego açılımını yetersiz bulduğu için ortaya koymuştur. kolektif bilinçaltı ile karıştırılmamalıdır.
kolektif bilinçdışı arketipler üzerinden hareket etmektedir. arketip kavramı ise yine jung'un ortaya attığı bir kavramdır. arketip dediğimiz şey klasik adem, havva, cennet, cehennem gibi meselelerin analitik psikolojideki karşılığıdır. örneğin adem bir baba arketipidir. işte bu arketiplerle birlikte kolektif bilinçdışını oluşturan "imgeler" oluşmaktadır mesela "fare korkusu", "yılan korkusu" bunlara verilebilecek örneklerdendir. fareden niye korkarlar ya da yılan'dan. bu kurama göre insanlar ortaçağdaki veba salgını yüzünden kolektif bilinçdışında fare korkusunu geliştirmişlerdir ve bu korku böyle sürüp gitmiş günümüze kadar gelmiştir. bu da farenin bir çeşit ortaçağ veba salgını arketipi olmasına vesile olmuştur.
böyleyken böyle evet ama bir de john locke tarafı vardır işin ki o da der ki "tabula rasa" yani "insan bilgiye deneyim yoluyla ulaşır. yeni doğmuş bir insan boş levha gibidir" işte burada da bir ayrılık söz konusu olmaktadır tam bunlar çatışacakken araya descartes kaynar ve kolektif bilinçdışın'a çok daha öncesinde daha ortada yok iken destek çıkarmışçasına der ki "insan denilen bu canlı bütün deneyimlerini doğarken yanında getirir her şey onda vardır" sonra çarşı karışır ve bu kardeşiniz de uyumak üzere müsade ister sizlere de vaktiniz varsa bunlar üzerine düşünmek kalır... amin.