efendim içimi döktükten sonra zirvenin geneli için bir şeyler yazıp, ankaralı bir yazarın gözünden anlatırsak ;
planladığımız gibi gece 12 gibi toplanıp 1.00 de kalkacak otobüsten önce biraz muhabbet etme şansı bulduk. otobüste redwinemania ile gothic evil, benle de purple aynı yastığa baş koyduk, uyuduk. zabalayn ise hemen önümüzde aldığı dergiyi okuyordu, uyuduğunu göermedim. bir vakit sonra bolu dağı nda mola verdik ve hayatımızın en güzel çorbalarından birini içtik.* istanbul a indiğimiz vakit bir an nereye, nasıl gideceğimiz konusunda fikrimiz yoktu. karga ile yapılan telefon diyaloğundan sonra eve nasıl gideceğimizi öğrenip yola düştük. evin önüne gelince bir baktım ki pencerede kaslı, karizma biri bize el sallıyordu. ilk başta fatal veya mülayim sandım ama kargaymış. "vay be abi sen neymişsin" diyerek içeri girdik ve karga da sağolsun hemen bizi yatağa attı. biraz dinlendikten sonra taksim e gidip bir cafe ye girdik. bizi orada bekleyenler vardı ama sığamadık ve başka bir mekana geçmek zorunda kaldık. "asma altı" nda muhabbet güzeldi, pek bir sorun yoktu. bunda en büyük emeği kuşkusuz fatal vermiştir. bir garson gibi herkesin isteğini tek tk alıp iki kat aşağıdan alıp getirdi ve yüzünden bir kere bile gülümsemesi eksik olmadı. bir yük gibi değil bir zevk gibi yaptı bu hizmeti. kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz.* akşam vakti mühendishane ye geçtik. yemekler bitene kadar bir resmiyet hakimdi ortama. canlı müziğin başlaması ile bu resmiyet ortamı da dağılmaya başladı. gecenin ilerleyen vakitlerinde biraz da alkolün etkisiyle herkes daha da kaynaştı. rezil olduk diye adlandırılan tribün olayından sonra lüks diye adlandırılabilecek ortamda herkes zılgıt getire getire halay çekti. sağa sola çarptı ama bunlar göze batmadı. neyse...
gecenin ilerleyen vakitlerinde mekandan ayrıldıktan sonra sırf purple ın dırdırından kurtulmak için* midye yemeye gidildi ve sabaha doğru karga yuvasına tekrar dönüldü. 1-2 saatlik uykudan sonra ankara ekibi 10.00 daki trenine yetişmek için yollara koyuldu ve on dakika kala da trene yetişebildik.
istanbul daki organizasyonda başta karga, fatal, mülayim, istanbul celebritysi karpuzkabuğu ve devedikeni başta olmak üzere herkese çok çok teşekkürler. bazı sözlerim lütfen yanlış anlaşılmasın, herkesin elinden geleni yaptığına eminim. 24 saatte istanbul da ne yapılabilecekse hepsini yapmaya çalıştık. inşallah tekrar görüşürüz.
gelelim dönüş yoluna; benim için zirvenin belki de en güzel kesimi bu tren yolculuğu idi.* yol boyunca güldük denilebilir. hele o yemekli vagon kısmını hayatımda unutamam herhalde. o kadar çok şey yaptık ama hiçbiri buraya yazılabilecek gibi değil... **
ankara ya indikten sonra söz verdiğimiz gibi buradaki zirveye de bir ayak üstü uğradık, ama bitkin olduğumuzdan fazla kalamadık, kusura bakmasınlar.
sonuç olarak güzel bir hafta sonu, güzel dostlarla geçirildi. önümüzdeki zirvelere bakıyoruz.