ilk entrym eleştiri ile başladığı için özür diliyorum ama ileride yapılacak zirvelerin güzel geçmesi adına bunlar yapılmalı ;
her şeyden önce tribün mevzuna değinmek istiyorum; evet efendim, o olayı ben başlattım ve pişman da değilim. ankara ben değil duvarlar sarhoş zirvesi ne katılanlar veya başlığı okuyanlar bilirler ki, buna benzer bir olay yaşanmış ve mekandan apar topar ayrılmak zorunda kalmıştık. buna rağmen hiçbir zaman kimseyi suçlamadık, güldük geçtik. zirve bittikten sonra da hiç rezil olduk diye bir şey yazıp, kimseyi itham etmedik. bir araya gelip eğlenmiştik ve başka bir şeye gerek yoktu. ha yapılan olay doğru muydu? değildi belki de, hatta kesin değildi. ama düzen sizin içinize ne kadar işledi bilmiyorum, ama ben eğlenirken çok düzenli olma yanlısı değilim. ne yani istediğiniz yanyana oturup çay içip kalkıp gitmek mi? benim değil.
o tribün muhabbettinin başlama nedeni de budur. herkes resmi takıldığı için ortamdaki resmiyeti atmak için yapılmış bir eylemdir. bizim zirve anlayışımız mekana gidip aynı sandalyeden 3 saat boyunca kalkmamak değildir. bir oturanı görsek bile rahat bırakmaz, "kalk kardeşim, oturmaya mı geldin." deriz. ama maalesef dün bu konuda biraz eksiklik vardı. tamam zirvede güzel olan çok şey vardı ama eksikleri de söylemesek ileriki zirvelerin güzelliği adına yanlış yapmış oluruz.
bundan başka bazı terslikler daha oldu ama beni en çok üzen buydu, söylemeden geçemezdim, kusura bakmayın.
not: ha bir de istanbulluların damak tadı da yokmuş kardeşim, pilavsız iskender mi olurmuş.**