1500'lü yıllarda kölelik furyasının gelişmesinde katkıda bulunmuş ülkelerden sadece bir tanesidir.
Ucuz iş gücü isteği ile siyah insanları bir gemide sıkış sıkış getirmekte, onlara insan değilmişcesine davranmakta ve bütün işlerini yaptırmaktaydılar.
Bu siyahi köleler genellikle hastalık veya sahiplerinin öldürmesi sonucu göçüyordu dünyadan. Evet, nasıl eşyanı kırmak suç değilse, köle öldürmek de suç değildi o zamanlar.
Cezair katliamına girmeye gerek bile görmüyorum. Kendi gazetecileri dahi ülkesinin cezayir'de yaptığı işkenceleri anlatmaktaydı.
--Alıntıdır--
la croix dergisi muhabirlerinden jacques duquesne işgenceler hakkında bakın ne yazıyor: işkence ve insanların kaybolması sorunları zihinleri devamlı bir şekilde meşgul etmekteydi. erkekler, bazen de kadınlar tutuklanıyor ve daha sonra kendilerinden hiç haber alınamıyordu. cesetlerinin taş bağlanarak denize atıldığı biliniyordu. sayılarının genellikle 3 bini bulduğu ileri sürülüyordu ama cezayir belediye başkanı jacques chevallier, 5 bin gibi bir rakamdan söz açmıştı. fransız askerlerin baskı ve sindirme yöntemlerine ırza saldırı ve köyleri ortadan kaldırma uygulamalar da dahildi. bir askerin anlattığına göre hastabakıcı olarak görev yaptığı birliğinde hemen hemen her sabah gece boyunca işkence gören kişileri tedavi ediyordu. hemen hemen her yerde en çok uygulanan işkence şekli ise bazen kadınların cinsel organları da dahil olmak üzere vücudun her yerine elektrotlar yerleştirilerek cereyan vermekti. diğer işkence yöntemleri ise insanı yok etme amacını taşıyordu. kurbanın ya hortumla ağzının içine su sıkılıyor, ya tırnakları sökülüyor, ya başı su dolu küvete daldırılıyor yada ayakları zorlukla yere değecek şekilde saatlerce bileklerinden asılı tutulması sağlanıyordu. ve daha başka yöntemler. bütün bunları yazmak kolay değil. ben bildiklerimin sadece çok az kısmını söyledim.
--Alıntı--
Kökenleri sömürü ve diğer insan hakları ihlalleri ile dolu olan bir ülkedir.