dün gece yaşadığım durumdur. hastalığın tedavisi olsa dahi insanların tedavinin oluş şeklinden korkmasıdır.
tanım olayını geçtikten sonra gelelim benim trajikomik hastane anıma. dun gece karnımda yoğun bir şişlik ve kabızlık sorunu ile araştırma hastanesine gittim. koca araştırma hastanesi sessizlik içinde idi. nöbetçi doktorun gelmesinin akabinde derdimi anlattım doktor dinledikten sonra röntgen istedi ve işte komedi burda başladı. önce hastabakıcı kolima girdi ve beni röntgen odasına götürdü içerden gelen horlama sesleri ile irkildim ve aynı anda rahatladım zira horlayan röntgen konusunda eğitim almış bir uzman olmalıydı. evet öyleydide fakat sonucu degiştirdi mi diye sorarsanız size hayır derim. tahmin ettiğiniz üzere röntgen filmini hasta bakıcı çekti. bu süper mario kılıklı arkadaş orda teşhisi de koydu bağırsak tıkanması ve gülerek devam etti aha bu filmdeki beyazlıklarda karnındaki gazlar dedi eheheh tonunda ki gülümsemesi ile. önce bağırsak temizlenecek sonra da cerrahi operasyonla açılacak dedi. neyse takılmadım önce ama karnımın ağrısı biraz mide bulantısına bıraktı sağlık sisteminin bu çürümüş kokusu midemi bulandırmaya yetmişti.
neyse ki doktor kardeşim süper mario ile aynı fikirde olmadı ve marionun bahsettiği o gazlar sebebiyle röntgenin tanıda yeterli olamayacağını söyledi ve sana bir ilac enjekte edip tomografine bakıcaz dedi. işte burda süper mario yine devreye girdi ve anladığınız üzere tomografimi aynı başarı ile çekti be şu iğrenç espriyi yaptı ' sende iyi poz vermişsin ama bende erol atar gibi çekmişim ehehehe ' evet mide bulantım arttı doktor bana bir mushil verdi ve eve gönderdi. bu olayların ışığında güneşte çoktan amanosların ardından gülen yüzünü göstermişti.
ben mi öğleden sonra soluğu uzman bir doktorun yanında aldım ve şu anda karın ağrısı ile evde oturmaktayım.
pardon ameliyat korkusu değil mi ? şimdi şöyle korkum şu ki röntgeni mi ve tomografimi çeken marionun ameliyatımda bulunma korkusu işte bu insanda tedaviye cevap verme isteğini azaltıyor.