beklentilerimi hem müzik hem söz olarak karşılamış kesmeşeker albümü. dünden beri, sekizinci dinleyişim. artık yazabilirim bir şeyler.
albüm gene mükemmele yakın bir dil işçiliği sunuyor. cenk taner yapacağını yapmış her zamanki gibi. ruhumu fethetti gene. beni hapsetti. mahvoldum, içlendim, sevindim böyle büyük bir ozanın varlığı dahi yetiyor da artıyor. arada da yapsın böyle bir şeyler yormasın kendini ve diğer bünyeleri.
dipnotlar var albüme binaen. teşekkürler bölümünde iki sosyalist(emekçi) yaptıkları işe samimiyet ve değer bindirmiş insan mevcut. ingiliz sinema yönetmeni ken loach ve bazıları için futboldan çok şeyler ifade eden metin kurt... metin kurt gibi yalnızız ceza sahasında. o kadar yalnızız ki bazen bu ürkütüyor beni. albümün kartonetinin sonunda, derin bir ifade var. demişki üstat, ''alın teriyle dolu kaplarda boğulanlar için'' bu şiirsellikte boğulmayalım da ne yapalım üstat?
kesmeşeker kadar dinleyicisini her fırsatta onure eden bir başka grup daha yoktur efendim. ve son olarak uçsuz bucaksız azınlığa; ''sen olurun olmazsa olmazı, olmazın illa da oluru değil misin?''
kesmeşeker albümlerinde en iyi şarkıyı bulmak ve ayırmak zordur da dinledikçe benim adım ne uçurmaya başladı. gene tezatlar kitabı , metin kurt yalnızlığı da öne çıkıyor hem de fazlaca.
sonuçta kesmeşekercileri memnun edecek bir çalışma doğdum ben memlekette.
kesmeşekerciler birbirini anlar,fikirsel teoriler ve paylaşım esastır!