kimi burjuva ideologları, ideolojileri insanların davranışlarına göre yargılar. sıkça yapılan bu hata ideolojileri nesnel gerçeklerden ayırıp, soyut dünyaya hapsetmektedir. fakat gerçek böyle değildir. ideolojileri belirleyen sınıflardır. hangi sınıfın ideolojisiyse ona göre isimlendirilir. yani ideolojiler maddi koşullarından bağımsız değildir. o halde gelelim faşizmi sosyalizmle eş tutanlara.
sosyalizm ile faşizm arasında benzerlikler bulanlar yanlışın batağına saplanıyorlar. nesnel gerçekleri göz ardı ederek konuşuyorlar. bu burjuva ideologları neyin ne olduğunu karıştırıyorlar sanırım. öncelikle faşizm finans kapitalin en gerici yönetim biçimidir. öyledir ki; halk kitleleri üstünde açık terör uygular. yalnız bu terör bizim her gün gördüğümüz cinsten bir terör değildir. sınıf mücadelelerini yok sayan ve sadece büyük burjuvazinin çıkarlarını koruyan, emeğin sömürüsünü arttıran bir terör. sosyalizm ise bir halk diktatörlüğüdür. evet yanlış duymadınız; fakat burjuva ideologlarının korktuğu bu şey çoğunluğun azınlığa olan diktatörlüktür. üretim araçları üzerindeki mülkiyeti yok eden bu geçiş aşamasına proleterya diktatörlüğü denir. faşizm de üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet devam ederken, sosyalizm de bu yoktur. dolayısıyla iki ideoloji birbirinin tam zıttı olmaktadır. ekonomik temelleri yok sayanlar ise bu gerçeği atlayarak büyük yanlışlara düşmektedirler.
nasyonal sosyalizm ise faşizmin gerçeğidir. üretim araçları üzerinde burjuvazinin hakimiyeti devam etmektedir. halk kitleleri üzerindeki emek sömürüsü ise tavana vurmuştur. nasyonal sosyalizmin ilk teorisyenleri 2.william(sanırım alman kralını ismi buydu yamuluyorsam düzeltin) döneminde ortaya çıkmıştır. fakat gerçek anlamda uygulamaya konulamamıştır. zaten bu dönemde sdp içinde beliren gruplar sınıf mücadelesini redderek sosyalizmi sadece bri diktatörlük olarak görmekteydi. fkaat bu dönemde etkin bir teori değildi, bilmeyenlere duyrulur! nasyonal sosyalizm hitler ile iktidara geldiğinde açık bir faşizm uygulamaya başlamıştı. komünizmi gerçek tehtid sayan bu anlayışın burjuvazinin desteğiyle iktidara gelmesine hiçbir burjuva ideologu cevap veremez. veremez çünkü işlerine gelmez.
stalin'e gelicek olursak; stalin dünyadaki ilk komünist devletin başına geçen biriydi. bu yüzden bir takım yanlışlar yapabilir- ki hiçbir sosyalist finlandiya'nın işgalini anlayamamıştır ve anlayamayacaktırda. fakat 1939 yılında yapılan sovyet-alman antlaşması sanıldığı gibi sovyetlerin polonya ve çevresini işgal etmesiyle alakalı değildir sosyalizmin kalesi görevinde olan sscb'nin korunması için atılan bir adımdır ve dünya barışını isteyen bir antlaşmadır. fakat stalin'in yanıldığı nokta savaş zaten çekosvlakya'nın işgali ile başlamıştı. YANi 2. dünya savaşına sovyetlerin değil, ingiltere ve fransa'nın vurdumduymazlığı başlatmıştır. fakat nice canlar veren sovyetler birliği dünyayı faşizm belasından kurtarmıştır. tabi günümüzde bunu a.b.d'nin yaptığı sanılmaktadır fakat faşizmi yok edenler gene sovyetler olmuştur. işte tüm bu gerçekleri bilmeyenler daha çok çıkmaza girerek tarihin demogojisini yapıyorlar.sevgili sözlükçülere duyrulur!
