acıyı kolay atlattıkları doğru değildir, yaralar çabuk kapanmıyor maalesef. sadece kadınlar belli etmezler acılarını, yüzüne değil de gözlerinin içine dikkatlice bakarsanız anlayabilirsiniz ancak.bir de acıya alışıyor insan zaman geçtikçe, hissizleşiyor.
aziz nesin'in olduğu rivayet edilen bir yazı belki de bu konuyu açıklayıcı nitelikte olacaktır diye düşünüyorum:
"Sanmayinki gidene aglar kadin!
Gidenin giderken koparttigi yerdir onu aglatan.
Orada biraktigi yaradir...
O yaranin asla kapanmayacagini,
kapansa bile izinin kalacagini bilir kadin!
O yüzden aglar ....
Ama bilirmisiniz?aglamak kadinlari olgunlastirir.
Her damla daha çok kadin yapar kadinlari.
Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadinlar agladiginda çogu insan,
aglama niye agliyorsun ki,degmez onun için derler.
Bilmediklerindendir böyle demeleri.
Çünkü yürekleri aciyan kadinlar aglayamazssa,ölürler.
Içindeki zehirdir onlari öldüren!
Aglayarak o zehirden kurtulur kadinlar,
o irirni temizlerler yaralarindaki!
Çünkü bilirler temizlenmezse iltihaba dönüsür yaralari...
Dönüsmemesi lazimdir oysa,o yüzdende bolca aglarlar.
Zaman geçer sonra kadilar kendilerine sarilmayi ögrenirler.
Umarim ögrenirler,yoksa ruhlar sapkin yollara çarpar kendilerini.
Sapan ruhlarin dogru yolu bulmasida yeni acilar demektir.
Bunu bilir kadinlar;o yüzden eninde sonunda
ögrenirler kendilerine sarilmayi....
Çok aglayan kadinlar,bir çok seyden
vazgeçen kadinlardir aslinda..
Her damla olgunlastirir kadinlari evet ama
olgunlastikça o safça inandiklari ask gerçegi
onlarin gözünde küçülür.
Küçüldükçe degerini yitirir ve isteo zaman
kendilerine sarilip,yeni bir kadin yaratirlar kendilerinden.
Güçlü,yenilmez,magrur ve aska inanmayan...."