kadına takıntılı milletiz inkar etmeyelim.
hocalarımızın, siyasilerimizin, sanatçılarımızın durumu ortada. nedense var böyle bir sorunumuz, zamanla ve eğitimle aşılmasını umduğumuz.
namus kavramı şahısların bizzat kendini bağlar. bugün kaş aldıran, saç boyatan, geceleri mini etek ve postişle otoyollara çıkan binlerce erkek var, onlardan bahsedebiliyor muyuz başlıklarda kadın giyimi kadar, hayır. erkeklerin er ya da geç kabul etmesi gereken bir şey var, öldürmekle bitmez kadın bitmeyecek de, baskılara da boyun eğmez, eğmeyecek de. boşanan kadını öldüyor bazı psikopat eski kocalar diye boşanmaktan da vazgeçmeyecek yürümeyen evliliklerde.
minide giyecek gönlü istiyorsa, türbanda takacak. ama bunun kararını kendi verecek. okumaya devam edecek kız çocukları, meslek sahibi, statü sahibi kadın sayısı her geçen gün artıyor, artmaya da devam edecek.
kadının anne olma özelliğinden olsa gerek, acıya dayanıklıdır ve sabırlıdır. bilir bir ceninin insana dönüşme sürecinin nasıl ağır ilerlediğini, o yüzdendir yurdum kadınının ağırbaşlı bu yürüyüşteki, mağrur sessizliği.
kadın giyimi üzerinden namus edebiyatı yapanlara gelince, er ya da geç bu işinde sonu gelecek, kadın insan onuruna uygun yaşama yürüyüşünü sürdürüyor, sürdürecek. içinden nasıl geliyorsa da öyle giyinecek, kendisi için en doğrusunu o bilir çünkü, başkasından da öğrenmeyecek. duyarlı anne kalbi ona daima yol gösterecek.