vücudu diyarbakır cezaevi'nde parça parça kesilmesine rağmen, arkadaşları hakkında en ufak bir bilgi bile vermemiştir. iyi bir devrimci olmasının yanı sıra, iyi bir teorisyendir de. kemalizm ile sosyalizmin yollarının kesin olarak ayrılmasına en büyük katkıda bulunan kişilerden biridir. kemalizmin gerçekte ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur, kemalist rejimin ona olan kini de bu yüzdendir. bugün onun düşüncelerine tam olarak katılmasam da, kemalizm ile ilgili tespitlerine diyecek tek kelimem yok.
bu başlıkta linkler verilmiş ama o eleştirileri burda paylaşmakta sakınca görmüyorum;
"kemalist devrim, türk ticaret burjuvazisinin, toprak ağalarının, tefecilerin, az miktardaki sanayi burjuvazisinin, bunların üst kesiminin bir devrimidir. yani devrimin önderleri, türk komprador büyük burjuvazisi ve toprak ağaları sınıfıdır. devrimde, milli karakterdeki orta burjuvazi önder güç olarak değil, yedek güç olarak yer almıştır.
devrimin önderleri, daha anti-emperyalist savaş yıllarında iken itilaf emperyalizmi ile el altından işbirliğine girişmişlerdir; emperyalistler kemalistlere karşı hayırhah bir tutum takınmış, bir kemalist iktidara rıza göstermeye başlamıştır.
kemalistler, emperyalistlerle barış imzaladıktan sonra bu işbirliği daha da koyulaşarak devam etmiştir.
kemalist hareket, özünde «işçilere ve köylülere, bir toprak devrimi imkânına karşı» gelişmiştir.
kemalist hareketin sonucunda, türkiye'nin sömürge, yarı-sömürge, yarı-feodal yapısı; yarı-sömürge ve yarı-feodal yapı ile yer değiştirmiştir; yani yarı-sömürge ve yarı-feodal iktisadi yapı devam etmiştir.
sosyal alanda, eski milli azınlıklara mensup komprador büyük burjuvazinin ve eski bürokrasinin, ulemanın hakim mevkiini, milli karakterdeki orta burjuvazi içinden palazlanan ve emperyalizmle işbirliğine girişen yeni türk burjuvazisi, eski türk komprador büyük burjuvazisinin bir kesimi ve yeni bürokrasi almıştır. eski toprak ağalarının, büyük toprak sahiplerinin, tefecilerin, vurguncu tüccarların bir kısmının hakimiyeti devam etmiş, bir kısmının yerini yenileri almıştır. kemalistler, bir bütün olarak, milli karakterdeki orta sınıfın çıkarlarını temsil etmemekte, yukardaki sınıf ve zümrelerin menfaatlerini temsil etmektedir.
politik alanda, hanedanlık çıkarları ile birleştirilmiş olan meşrutiyet idaresinin yerini, yeni hakim sınıfların çıkarlarına en iyi cevap veren idare, burjuva cumhuriyeti almıştır. bu idare, sözde bağımsız, gerçekte siyasi bakımdan emperyalizme yarı-bağımlı bir idaredir.
kemalist diktatörlük, sözde demokratik, gerçekte askeri faşist bir diktatörlüktür.
kemalist türkiye bile, gittikçe daha çok bir yarı-sömürge ve gerici emperyalist dünyanın bir parçası haline gelerek nihayet kendini ingiliz-fransız emperyalizminin kucağına atmak zorunda kalmıştır.»
kurtuluş savaşı'nı takip eden yıllarda, devrimin baş düşmanı kemalist iktidardır. o dönemde komünist hareketin görevi, hakim mevkiini kaybeden eski komprador burjuvaziye ve toprak ağaları kliğine karşı, kemalistlerle ittifak değil (böyle bir ittifak zaten hiç bir zaman gerçekleşmemiştir), komprador burjuvazinin ve toprak ağalarının bir başka kliğini temsil eden kemalist iktidarı devirmek, yerine işçi sınıfı önderliğinde ve işçi-köylü temel ittifakına dayanan demokratik halk diktatörlüğünü kurmaktır."