behzat ç

entry9672 galeri video93
    4244.
  1. ilk bölümünden beri takip ettiğim, izlemek için pazar akşamları tıpış tıpış eve geldiğim; izlediğim bir bölümü indirip tekrar tekrar izlediğim; sevdiğim, saydığım bir ankara dizisi idi.

    ilk senesi * çok iyiydi. öyle böyle değil. türk dizi tarihinde peak yapmış bir diziydi, herşeyiyle. karakterler bizden biri, diyaloglar günlük konuşmalardan farksız. kısacası, doğaldı. (bkz: tek kelimelik özet)

    derken ikinci sene başladı. fakat bir baktık, diziye birşeyler olmuş. o doğallık gitmiş, yerine istanbul dizilerindeki yapmacıklık gelmiş. ana sponsor wagner gitmiş, koca telekomünikasyon şirketi vodafone gelmiş. * herşeyin endüstriyelleştiği bugünlerde behzat ç. de endüstriyelleşmiş.

    neyse. ikinci seneki bölümlerde dikkatimi çeken değişiklikleri şöyle sıralıyım.

    * cinayet büro değişmiş. ilk elden edindiğim bilgiye göre bu değişiklik biraz zorunlu olmuş. bilindiği üzere geçen seneki cinayet büro gazi üniversitesi gölbaşı kampüsündeki bir binadaydı. gazi üniversitesi sınıf eksiğini o bölümleri sınıf yaparak kapatmış. fakat behzat ç. ekibini yarı yolda bırakmamak için çubuktaki yerleşkede ekibe bir mekan tahsis etmiş. bu yüzdendir ki, cinayet büro değişmiş.

    * dizideki müziklerde bariz bir değişiklik var. örneğin geçen sene cinayet düğümünün çözüldüğü sorgu sırasında vaziyete göre uygun bir parça çalınırdı. fakat bu sene bakıyoruz, sorgu sırasında alttan alttan bir fon müziği veriyorlar. kaldı ki bu sene adam gibi sorgu da yapmıyorlar.

    * geleyim diziden en büyük saçmalığa. behzat ile savcı esra arasındaki ilişki. tamamen izleyici istedi diye yaratılmış bir ilişkidir. savcı esra bu ilişkiden sonra çok değişti. ilişkiden önce sert, kuvvetli bir yapısı olan savcı gitti; yerine kırılgan, duygusal bir savcı geldi. diğer bir deyişle savcı esra bir kadın oldu. zannımca bu ilişki çok gereksiz olmuştur, bir an önce bitirilmesi gerekmektedir.

    (bkz: yaşandı bitti saygısızca)

    * bir de ben artık parayı kıran bir diziyim ayağına kameralar, görüntü yapısı değişmiş. ekranın alt ve üstündeki siyah bantlar hiç güzel durmuyor. insanda kurtlar vadisi izliyormuş gibi bir his uyanıyor. behzat ç. en iyi canon 5d mark ii ile çekilir ve bantsız olarak yayınlanır arkadaş.

    uzun lafın kısası ilk senesinde çok sevdiğimiz bu dizi, yeni bölümleriyle bizi hayal kırıklığına uğrattı ve dudaklarımız arasından şu sözler çıkıverdi: 'behzat ç. çok bozdu, öyle böyle değil. daha bozmaz diyorduk, daha da bozdu.' umarım dizi özüne döner ve tükürdüğümüzü yalatır. * *

    ------

    zaman ötesindeki edit:

    * behzat ile savcı arasındaki ilişkinin bir an önce bitirilmesi gerektiğini söyledim, sevgili ercan mehmet erdem ve emrah serbes bu ikiliyi rtük baskısı ile evlendirdiler. bence çok yanlış yaptılar. ikiliyi ayırabilirlerdi. ayrıca son 10 bölüme baktığımda dizinin ilk bölümlerinde kadınlığından bağımsız, cumhuriyet savcısı olarak tanıdığımız savcı esra'dan bildiğin kadın yarattılar. bu sadece bana mı garip geliyor, yoksa savcının seksiliği mi bazı şeyleri görmeye engel oluyor?

    * dizideki müziklerde bariz bir değişiklik var demiştim. arkadaş, o alttan alttan verilen fon müziği nedir öyle. her an sağdan bir yaratık çıkacakmış gibi geriliyorum izlerken. madem böyle yapacaktınız, pilli bebeki orta malı yapıp, ağzına sıçmayaydınız.

    * dizi resmen istanbul dizileri gibi oldu. akşamları toplanıp kendi aşk hayatları hakkında konuşmalar. yok gazeteci kız, yok akbabaya tokat atan kız, yok eda, yok ılgın, yok hayriye, yok cevriye. ergen misiniz oğlum diyerek bu konudaki tepkimi ortaya koymak istiyorum.

    sonuç olarak dizi geçen seneki doğallığından uzaklaştı. o, bizden biri dediğimiz adamlar gitti, yerlerine arka sokaklardakinin bir üst segmentindeki adamlar geldi. yazık.

    ne yalan söyliyim. ben artık bu diziyi izleyemiyorum. o zaman izleme lan diyorum kendime. ama geçen senenin hatrına izlemeye devam ediyorum.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük