büyüdükçe, yaşamı tanımaya başladıkça açıkça ortaya çıkan, üzücü ama gerçek bir durumdur. insanlar, sanırım her şeyi somut görme istediğinden olacak çevrelerinde en çok katliamı, somut olarak gördükleri ölümü sorgulamaktadır. oysa insan dışı birçok davranış vardır. küçümsenenler, psikolojik olarak çöküntüye uğrayanlar, ezenlerin nedense hep güçte olması ve çoğu yerde insanlık dışı tutumlar sergilemeleri... evet insanlık büyük bir yokoluşa doğru sürükleniyor. lisedeyken bir yazı okumuştum. "biri bana hayvan diye haykırıp bana iltifat etmesini isteyeceğim neredeyse" diye bir cümle beni uyandırdı. anlayamamıştım o zaman. eee, yaşanılan alan ve süre sınırlıydı. düşünme ve anlama boyutu sınırlıydı.
büyümeye başladığımı hissettiğimde o cümle tekrar zihnimde canlandı. nereye gidiyoruz? ne için gidiyoruz? kapitalizmin köleleri o kadar çok ki, o kadar maskelenmiş ki kendilerini düşünmeden, sorgulamadan görmek imkansız. george orwell1984'ü boşuna mı yazdı? bilmiyor muydu herkes gerçeği? hepimizin koyunlaşmaya başladığını, beynimizin gitgide sürü psikolojisine doğru bir açılım olduğunu? insanların düşünememesi ve hissedememesi için big brother'ın yarattığı o dayanılmaz baskı dolu ortamı?
evet, insanlık neslini tüketmekte. kim ne derse dersin, ölüm sadece bedensel olmuyor. karşındakine zarar veren bir topluluğa yüzlerce kişinin "bana da bir şey olursa" korkusuyla hareketsiz kalmasıyla oluyor. aramızda okuyup da gerçekten çok mutluyum diyen kaç kişi vardır? gördükçe, bildikçe daha da mutsuz bir son bekliyor bizi. korku, yaşamı, insanlığı hapsetmekte. biri çıksa da bunlar masal dese, ya da uyan hadi bir kabustu dese...