son zamalarda çekilen süpersonik filimlerden birisidir. 2010 yapımı olup henüz yeni izleyebildiğim film. filmin giriş sahnesi çok estetiktir, hele çocuğun elektrikli süpürgenin sesinden o derece rahatsız olması filmin geleceğini muştular biraz. filmin çok etkili sahneleri var. başrol oyuncusu bartu küçükçağlayan ın o mevcudiyetine sinmiş ezikliği yansıtması, baba settar tanrıöğen in agresif saldırganlığı, anne nihal koldaş ın mutsuz ev kadınlığı, ve sevgili esme madra nın itici kadın çekiciliği... casting olarak takdire şayan bir kadro olduğu inkar edilemez gerçek.
ayrıca film de çok etkileyici ve sıradışı sahnelerde mevcut, bunlardan en önemlisi -zannımca- mertkan ın sevgilisinden ayrıldıktan sonra depresyona girdiğinde arabesk müziğe burun kıvırıp pop müzik açmasıdır.(dk.01.09.00). zira artık klasik aşk ızdıraplarının yerini tenselliğe dayalı burjuva acıları almıştır.
banyo sahnesi
mertkanın banyoda kulağını dışa kapadığı sahne modern hayatın gürültüsünden sessizliğe sığınmaya çalışmasını anlatır. film karesi Edvard Munch'ün Ünlü Tablosu, "The Scream" i anımsatır bize.(dk.01.20.30)
yönetmenin ilk filmi olmasına rağmen böylesine dolu dolu olması beni yönetmene meftun etti diyebilirim. sıkı takipçinim yiğido tam gaz devam. 8-10.