Rock grubu olarak bahsedilmesini ilginç bulduğum gruptur. Eminem bu arkadaşlara göre başlı başına bir rock ikonu olabilir. Keza beautiful şarkısının sonundaki o güzel gitar solosu, lose yourself' teki o gitar tınısı gayet güzel, hoş, muhteşemdir.
Şimdi işin maroon 5 kısmına gelirsek. Adam Levine denen arkadaşın kendisini gotten şarkısıyla tanıdım. Levine' den çok, slash' ın o blues' a yakın solosu ve şarkının genel sound' u çok hoşuma gitmişti. Vokalde bir axl yada myles göremediğimize göre, slash' ın bu tercihiyle idare edecektik.
Sonra baktım slash fergie ile düet yapmış. Müthiş önyargılarla yaklaştım ama fergie sesini iyi kullanmış, ortayada iyi bir şarkı çıkmış. Dinlediğin zaman, rock diyebiliyorsun. Zaten güzel şeylerin hiçbiri istediğimiz gibi değil. This i love' da slash çalmaz, Fall to pieces' da axl söylemez hep eksiktir birşeyler. Duff iki tarafa yetişerek bizi mutluda etse, bazen olmuyor.
Konunun maroon 5 gereksizliği boyutuna gelirsek. Abicim rock yapmıyorsunuz. Medyada yer kaplayan sarışın ablamızla bir düet yapmışsınız, adı moves like jagger olmuş. Ama şarkı olmuş mu ? Olmamış. Eleştirmenlere, popüler kültür yavşaklarına sormayın. Bizlere sorun. Rock müziğin asıl sahiplerine. Stairway to heaven ve highway to hell' i arka arkaya dinleyip yüzünde gülümseme beliren, appetite albümünün 25. yılında hall of fame' e girecek guns grubunun efsane üyelerinin tekrar buluşmasını bekleyen bizlere.
Biz pop müzik yapıyoruz derseniz, inanın sikimde bile olmaz. Ama rock müzik içindeyiz derseniz, önünüze yesterdays' i, i don't wanna miss a thing' i, jailhouse rock' u koyarım. Peçete üzerindeki sperm kadarda değeriniz kalmaz.