hayatin hayal kirikliklari

entry21 galeri
    7.
  1. hatırladığım ilk hayal kırıklığım, inandığım masal kahramanlarının aslında hiç varolmadıklarını anladığım andı. dünyayı kurtaracak olağanüstü güçlere sahip kimse yoktu. superman yoktu mesela; alice'in harikalar dünyasına açılan kapıyı da asla bulamayacaktım...
    sonra büyüdüğümü fark ettim. bu da bir hayal kırıklığıydı benim için. annemin, babamın minik kızları olmayacaktım zaman geçtikçe; sanki beni büyüdükçe daha az seveceklerdi. elime batan dikenlerle daha az ilgileneceklerini düşündüm...
    süper kahramanlarım olmayınca, benim için herşeyi yapan iki yaşayan kahraman keşfettim: annemi ve babamı...
    dünyayı kurtaramasalar da bizim dünyamızı kurtarıyorlardı. yapamadıkları hiçbir şey yoktu, görmemiştim. küçüktüm çünkü; görememiştim... yaşım ilerledikçe boyum uzadı; ancak bacaklarına sarılabildiğim babam, sandığım kadar uzun değilmiş meğer... bilmedikleri çok şey varmış onların da... üstelik büyüdükçe gördüm hayat karşısındaki çaresizliklerini, ezildi içim...
    yine de kahramanlık tahtlarından indirmedim onları.
    beni kimsenin babam; ama özellikle annem kadar sevmeyeceğini anlamamıştım daha o zaman. deneme yanılmalarla anladım bunu; yanıla yanıla... bunların hepsi ayrı birer hayal kırıklığıydı. çünkü kimsenin günahını diğerine yükleyemiyordum içimde. herkese aynı şansı sıfırdan tanıyordum; sıfırdan yükselen gökdelenler kadar yükseğe çıkıp, üzerinde olduğum binayla dibe çöküyordum her seferinde... hayal kırıklıklarımla büyürken, küçükken sığınıp ağlayabildiğim ve her zaman açık olduğunu bildiğim iki kucağa gidemiyordum; zayıf düşüp onları da hayal kırıklığına uğratmayayım diye. böylece zor zamanları tek başıma göğüslemeyi öğrendim. yine de bilmek güzeldi, uzaklarda açık iki kucak olduğunu...

    en derin aşk acılarımı yaşarken bile telefonda gülsün istedim sesim. iki saniye önce kapalı ışıkta, yatağımın içinde kimselere duyurmadan ağlarken; telefon çaldığında sesimi değiştirip mutlu insan portresi çizme konusunda kendimi baya da ilerletmiştim. bilmesinlerdi güzel kızlarının hayal kurduğunu ve insanların o hayalleri umarsızca yıktığını... yaralarımı kendimce sarmak istedim. küçükken de oyuncaklarımı hep kendim tamir etmek isterdim; kimse benim kadar hassas davranmayacak onlara diye...
    üstümden zaman geçti. hayallerimi eksilttim... büyüdüm de...

    en büyük hayal kırıklığımı yaşamamıştım yine de... ama bir gün beklenmeyen oldu; kollardan biri kapandı... kahramanlarımdan biri yetişemeyecekti artık imdadıma. benim için dünyayı yerinden oynatacak kadın artık yoktu. milyonlarca hayalim vardı oysa onunla ilgili... kırıldı... bitti... bir daha kimse beni bu kadar sevmeyecekti... hayata dair tüm hayallerimi sildim o gece. çaresizlikle ilk defa bu kadar yakından tanıştım; bittim...

    bir de benim kırıklıklarımla uğraşmasın diye "iyiyim" dedim babama. kötü günler için sakladığım mantığımı çıkarttım cebimden; iyi olduğuma inandırdım onu... sessizce ağlamayı öğreneli çok olmuştu zaten, kendi omzuma yaslandım...
    korktum...
    "ya babam da annem gibi..."
    tamamlamadım cümleyi, korktum...
    "Lütfen" dedim içimden, "tanrım lütfen..."

    Hayal kurmak güzeldi, eskiden...
    9 ...