Muzdarib bir gönülle, kâbuslu hayallerle,
Vuslatı canana ve gülistana elveda.
Gizli ah çekmelere, içli iniltilere,
Zevkine doyamadığım nevbahara elveda.
Gökler karardı yine hiçbir yer görünmüyor,
Mübhem bir kuvvet beni her an geri çekiyor,
Madem ayrılacaktın ya niçin geldin diyor,
Bastığın aziz taş ve topraklara elveda.
Gözyaşım umman oldu yol vermiyor geçeyim,
Ayrılıp göz nurumdan ben nereye gideyim,
Bu firak ateşiyle yanıp yanıp biteyim,
Her gün yeniden doğan arzulara elveda.
Zvulmet bastı cihanı, bütün emeller söndü,
Kalbim kan ağlar dâim ruhum çılgına döndü,
Demek ayrılık geldi ve bana yol göründü,
Bu dertsiz yolculara bu yollara elveda.
Rabbimden diliyorum tekrar geri gelmeni,
Ah yine görebilsem dünya gözüyle seni,
Ayrılık pek yakıyor al bağrına bas beni,
Faydasız hayallere hülyalara elveda.
Gözün gönlün arkada nereye gidiyorsun,
Bakmağa kıyamazken nasıl terk ediyorsun,
Allaha ısmarladık düşün, kime diyorsun,
Asılsız, hakikatsiz rüyalara elveda.
Nereye gidiyorsun ey yârine doymayan,
Bir an fazla görmeyi bulunmaz nimet sayan,
Hasretimle gün be gün kavrul alevlen ve yan,
Cihanı tenvir eden o son nura elveda.
Nereye gidiyorsun benden nasıl ayrıldın,
Seni yakan ben değil kendi kendini yaktın,
Düşün gözyaşlarıyla kimin yüzüne baktın,
Ayrılırken inleyen bakışlara elveda.
Maziyi hâle tebdil edip seyredeceğim,
Gönlümü gözyaşıyla teselli edeceğim,
Derin iniltiyle ah! Ayrılık diyeceğim,
Yâri bırakıp giden bu firara elveda.
Karşımdaki hayalin biraz daha kal diyor,
Kalbini benim gibi bu sevdaya sal diyor,
Öp elimi hasretle ve duamı al diyor,
O derin sevgilerle aziz yâre elveda.
Son bir defa bakayım, o hüsnü cemaline,
Bir nazarın değişmem bütün dünya malına,
ister gülsün gafiller bu garibin hâline,
Bundan böyle neşe ve sürurlara elveda.