"çağdaşlaşmak" tanımını önce güzel yapmamız gerekir.
zira çydd mantığıyla çağdaşlaşmaya kalkarsak işimiz var.
çağdaşlaşma; teknik ve fenni gelişimle başlar, hukuki ve sosyolojik ilerlemeyle devam eder.
şu anda teknik gelişim türkiye için sözkonusudur.
aselsan ve tübitak allah için güzel çalışıyorlar.
fenni gelişim ise bu üniversite kadroları tasfiye edilmedikçe çok zor.
yıllardır gelen yedirmiş, giden yedirmiş. yeni hocaları bekleyeceğiz yani.
hukuki ve sosyolojik ilerlemeden bahsettik.
bu nedir? tek kelimeyle özetlemeye kalkarsak eşitliktir.
yıllardır çağdaşlaşma adı altında yapılanlar, bir tarafı mutlu ederken diğer tarafı ağlattı, hatta okul önlerinde coplattı. başlarında örtü olduğu için.
ve çağdaşlaşma tanımı ciddi ciddi değişiyor.
o inkılap yobazlarının tasvirindeki "çakma çağdaşlaşma" yok oluyor.
yeterli seviyede miyiz? asla.
ama gerçek manada eşitliğin olması için sizin kravatınızın rengini beğenmeyip muhalefet eden bir zihniyetin de refahını yükseltmeniz gerekir.
bunun en kestirme yolu da birinci gelişim sürecidir; fenni ve teknik ilerleme.
neydi peki çağdaşlığın eski tanımı?
onun da çok kısa bir tanımı var. "avrupa'nın fotokopisi".