"periler padişahının kızı züheyla gibi çırılçıplak, saçlarını beline akıtmış, ayakta duruyordu. su tanecikleri inci dizisi gibi teninden aşağı süzülüyordu, su almak için eğilip doğruldukça, ıslak kalçaları baklız'ınkiler gibi kabarıp sönüyordu. birden yan dönünce soluğum kesildi. sevdiğim her şey onda toplanmıştı" şeklindeki arka kapak yazısıyla muhteviyatını özetlemiş, aşk, tutku ve saflığın turgut özakman'ın edebi kabiliyetiyle harmanlandığı, "keşke herkesin bir tiya elenisi olsa" dedirten muhteşem bir roman.
kitabın sonunda bir de rumca sözlükçük mevcut olup kitapta geçen rumca kelimelerin anlamları da verilmiştir.
şöyle ki;
mi fovase antropake, mi fovase : korkma insancık korkma
ağapi mu : sevgilim
ağori mu : oğlum
canimu : canım
beyimu : beyim
kitakse sta matya mu : gözlerim bak
çapkini: çapkın
ela komda mu : yaklaş, sokul
ela s emena : gel bana
erhome : geliyorum
filise me : öp beni
kala : iyi, peki, olur
griğora : acele et/çabuk ol
ipomoni : sabırlı ol
hriste ke panaya : aman yarabbi
kukla mu : bebeğim
poli kala : çok iyi
sagopa : seni seviyorum
siğa siğa : yavaş yavaş
stasu : dur
ayde kimesu : haydi uyu artık
tiya : yenge, hala , teyze