ilginç bir kitap ismi. okumadım, okumayı düşünebilirim. peki neden burdayım? tabi ki dünyanın nasıl değişeceğine dair benim de birkaç fikrim olduğu için. *
kim demişti hani, ya da kimse demedi mi henüz, büyük şeyleri değiştirmek istiyorsan küçük şeylerden başlamalısın. bir kumsal düşün, pürüzsüz, belki de pürüzlüdür boşver. bir yerine bir kürek attığında o kumsal eskisi gibi görünür mü? ya da da su dökersin misal, yine bir kısmı çamurlu kalır. bu da o kadar basit aslında. kendini değiştirmekle başlayabilirsin işe. saçlarını kestirirsin örneğin ya da daha sakin bir insan haline gelirsin. sana verilen emeğin karşılığını verirsin ya da daha güzeli emek harcarsın bir şeyler için. hiçbiri kesmiyorsa eşşek gibi çalışır ya da yan gelip yatanları dürtersin hayatı kaçırmasınlar diye. hiç olmadı, enayi yerine konulanları uyandırırsın, ensesine tokadı vurup ekmeği alınanlara kendi ekmeklerini nasıl yapacaklarını öğretirsin. bilemediler mi, ilk ekmeği sen verirsin.
alırsın karşına, adaleti anlatırsın ve adaletsizliği; hem örnekler vererek ki yurdundan enstantenelerle örnek sıkıntısı çekmeden.
hele bir de hiç vicdan azabı duymamışsa bugüne kadar, ver elini yetim hakkı, yurdum insanı, yola giden deprem...
neyse...
böyle şeyler kitaplarda yazmaz. bunların yazmadığı kitaptır herhalde.