bir demet tiyatroda erdal tosun un oynadigi,beni guldurmekten yerlerde surunduren tipleme.
eyvah necdet: bunca yıllık çaycısın asım. hiç tavşanları düşündün mü? çaya neden tavşan kanı derler sence?
asım:...
eyvah necdet: pisst! sana bişey sordum.
asım: şey... kırmızı diye heralde.
eyvah necdet: kırmızı ha! gülünsün
[midyat ve seyfo gülun lan]
eyvah necdet: sen hiç kırmızı çay gördün mü asım?
asım: görmedim ama...
eyvah necdet: peki o halde neden çaya tavşan kanı derler? çayın renginden değil asım. kanın çokluğundan. o tavşan deyip geçitğin hayvandan o kadar çok kan akar ki şaşarsın. bu yüzden avcılar tavşan vurduklarında bi gün boyunca kanın içinde bekletirler. tavşanın eti başka türlü yenmez asım.
asım: haliyle biz o kadarını bilemiyoruz tabi.
eyvah necdet: yani burda anlatılmak istenen çayın rengi değil. bereketidir asım. içsene çayını.