insanoğlunun zihni yönlendirildi materyalizmce huzur peşinde değil artık o. nefsaniyetinin esiri ve bu yolda kendini aklama peşinde..
huzuru mu arıyoruz, kendimizi aklamak mı gayemiz?
herşeyi bir kenara bırakalım bir an ve dünyaya insanların oylanmalarına bir bakalım; ne kadar basit aslında.
ölmüş birinin hayatını düşünelim; zamanında neler yaşamıştır ne acılar ne sevinçler, ama ölüm ile birlikte herşey bitmiştir. şaka gibi onca didinme uğraşma ve sonunda ölüm. herşey yalan mı imiş? iki nesil sonra adın sanın dahi bilinmeyecek. mezarlarda yatan milyarlarca ölüden bir ölü, bir kemik yığını..
bir insan nasıl kendini bu kadar alçaltabilir,
benim diye kendini yücelten insan kendini bir maddenin bilinçlilik halinden öte görmeyen yine insan.
tüm değer yargılarını, iyiyi, güzeli kendinin belirleyip, kendini mutsuz eden insan..
bu dünyada yapılanların hesabının sorulmayacağını düşünen insan, iyi insan olmanın erdemli insan olmanın hük mü yok mudur? erdemli oluyorum derken benliğini yücelten insanın erdemini mi anlamalıdır? islam dan doğan boşluğu dolduracak olan değer nedir? o değer doğru mudur? doğru nedir? gerçek nedir? hangi gerçek ölümden daha gerçektir?
arınmak mı istiyoruz kendimizi temize çıkarmak mı tek gayemiz?
ya da kaçalım kendimizden ama bir yolcu kendinden başka nereye gidebilir ki? sırf nefis tatminiyle oluşturduğumuz geçici mutluluklar ve son tahlil mutsuzluklar, yalnızlıklar dönüp dolaşıp yine bize zarar vermeyecek mi?