ortaokulda her derste olduğu gibi din dersinde de fazla konuştuğum için hoca benden ilk dersten kıl kapmıştı. adam bana dalmak için bahane arasa da 1.45 boyu ile o zamanlar 1.75 boyunda olan bendenize pek yaklaşamıyordu. bizlerin erken gelişmiş olmasına karşılık kendisinin çok ufak ufat tefek olmasına da ayrı bir sinir oluyordu. -mal işte kardeşim, fiziksel görünüşe önem veriyor- bizlere fazla sert davranır, bu yolla sindirmeye çalışırdı. "bakın çocuklar ben bi vurursam bidaha vurmam", "bok herifler", "sizi izmariti eziğim gibi ezerim" favori laflarından sadece birkaçı idi.
yine o derslerden birinde ben fazlasıyla coşmuşken:
hayır, kametin ne olduğunu biliyordum ancak adamın ne dediğini anlamamıştım. ders sonunda anladım ki, meğer kamet demiş. her fırsatta gözümüze soktuğu arap aksanı ile zaten ne dediği anlaşılmıyordu ki...
benim bu cevabım ile zaten kopmaya meyilli olan arka taraf tamamen disconnect olmuş, ben ise offline gözükmeye çalışıyordum. arka tarafa "susun lan herif ağzımıza sıçacak" demek için arkama dönmüştüm ki, tanımlanamayan bir nesnenin bana doğru uçtuğunu farkettim:
göz ucuyla arkama bakmamla oçan nesneyi tasnımlamam bir oldu: din hocası "ağzımıza sıçacak" kehanetimi boşa çıkarmayarak bir süperman edasıyla üzerime uçmakta idi. dil dışarda, bıyığın sol kanadına paralel; sol el önde, daha sonra o sol el yakama yapıştı ve sağ el de vücudun bütün momentumunu ardına alarak enseme bir şaplak geçirdi. bununla yetinmeyip bir de sol eliyletokat attı suratıma-lan ibne hani bi vurursan bidaha vurmazdın-