kurandaki tutarsızlıklar

entry82 galeri
    21.
  1. olmayan tutarsızlıklardır. şöyle ki;

    dile getirilen "sözde" tutarsızlıklar;

    1. müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün.
    2. hz. muhammed (s.a.v) in çok eşliliği ve binlerce cariyesi olması.
    3. kur'an-ı kerim in peygamberimizden sonra kitap haline getirilmesi.
    4. mekke yahudilerine yüklenen ağır vergiler.

    bu sözde tutarsızlıklara cevaplar.

    1. ifade: iddiacı kişinin kaynak gösterdiği ayet; "müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün".

    tevbe suresi 5.ayet: haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. allah yarlığayan, esirgeyendir.

    tevbe suresi 6.ayet: ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. işte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.

    açıklamaya gelecek olursak;

    "ibn keysân’dan, bu sûre-i celîlenin medine-i münevvere’de hicretin dokuzuncu senesi şevval ayının başlarında nazil olduğu rivayet edilir ki buna göre surenin baş kısmı (30 veya 40 âyeti) hz. peygamber (sa), tebük seferinden dönmüş, hacca gitmeye niyetlenmiş ama o sene müşriklerin de hacca eski âdetlerine göre katılacağını göz önünde bulundurarak o sene hacca gitmekten vazgeçerek insanlara hac menâsikini eda ettirmek üzere (hacc emiri olarak) hz. ebu bekr’i görevlendirerek yola çıkarmış olduğu bir sırada nazil olmuştur."

    yani demek oluyor ki ayette geçen "sizden olmayanları öldürün" ifadesi, o dönem için müşrikler ve müslümanlar arasından yaşanan savaş sonrası oluşan duruma yol gösterici olarak inmiştir.

    2. ifade: peygamber efendimizin çok eşliliği;

    çok eşlilik konusunu kavrayabilmek için o günün şartlarını iyi bilmek ve iyi analiz etmek gerekmektedir.
    evet o günün şartlarında kur'an'ın hitap çevresi, daha çok ekvator kuşağı ikliminde görüldüğü gibi ''poligaminin'' (çok eşliğin) yaygın olduğu bir toplumdu. yani çok eşlilik islam'dan önce arap toplumunda sik görülen bir argümandı.

    peygamberimiz gerek bekarlik dönemi için ve gerekse hz.hatice ile evli olduğu dönem için hiç kimse ve hiçbir kesim tarafından olumsuz eleştirilere konu edilmemiş, edilememiştir.

    a)islâm kuralları sadece erkekleri ilgilendirmemekte, kadınlara da bildirilmesi, anlatılması ve öğretilmesi gerekmektedir.bu kurallar içinde öyleleri vardır ki, kadınlar arasında konuşulup anlatılması daha rahattır.böyle konuların kadınlara anlatılıp öğretilmesinde, öğretmelerin kadın olması ile daha yararlı sonuçlar alınacağı şüphesizdir.çünkü hem kadınlar zihinlerinde oluşan soruları bütün açıklığı ile bir erkeğe sormaya utanabilirler, hem de peygamberimiz özel hayatla, cinsellikle ilgili konuları kadınlara anlatmada sıkıntıya girebilirdi.nitekim uygulama da bu yönde olmuş, kadınlara özgü kuralları müslümanlar peygamberimizin eşlerinden öğrenmişlerdir.

    b)kur'an'ın indiği dönemde, araplar arasındaki bir geleneğe göre evlâtlıklar öz evlât gibi telâkki ediliyordu.hayatın gerçeklerine aykırı olan bu geleneğin ve bu gelenekten kaynaklanan bazı tabuların islam'da yeri olmadığı için yıkılması gerekiyordu.bunun en kestirme ve en etkili yolu ise, bu tabuların peygamberimizin kendi hayatında yaşanarak yıkılması idi.böyle bir uygulamanin örneği de ; peygamberimizin cahş kızı zeynep'le olan evliliğidir.bu evlilik, evlâtlıkların öz evlât olmadığını ve evlâtlık olan bir kimseden boşanmış kadının, evlâtlığın babası konumundaki bir kimse ile evlenebileceğini topluma en kısa yoldan anlatmış ve en etkili şekilde öğretmiştir.

    c)o dönemde yine kötü ve yıkılması gereken bir gelenek de, harp esiri cariyelerin alınıp satılması, insan yerine konulmayıp hor görülmesiydi.yine peygamberimiz, bir savaş esiri olan cüveyriye ile evlenerek bu yanlış geleneği yıkmış, onların da her insanın sahip olduğu onura sahip oldukları gerçeğinin toplum tarafından anlaşılmasını sağlamıştır.

    d)peygamberimiz, aşağıda eşlerinin isimleri sayılırken görüleceği gibi, kendisinden yaşlı, cinsel yönden tükenmiş, kadınlık işlevi kalmamış, farklı kabile ve milletlere bağlı kadınlarla evlenmek suretiyle, o kabile ve milletler ile akrabalik bağlari kurmuşturbu akrabalık, hem bir barış ortamı sağlamış hem de islam'ın en uzak noktalara kadar uzanmasını sağlamıştır.bu yöntem, sağladığı barış ve siyasî güç sebebiyle avrupa krallarının, rus çarlarının, osmanlı padişahlarının uygulamayı hep sürdürdükleri bir siyaset olmuştur.
    osmanlı devletinin yükselme döneminde, padişahlar tarafından yeni fethedilen şehirlerin tekfurlarının kızlarıyla o şehre tayin edilen idarecilerin evlendirilmeleri, hep bu siyaset gereğidir.yukarıda görüldüğü gibi, peygamberimizin çok eşliliği, onun görevlerinden kaynaklanan zorunluluklar sebebiyledir.bizim görüşümüze göre iş kendi iradesine kalsaydı, kesinlikle çok eşli olmak istemezdi.

    bu bölüm daha fazla da uzatılabilir ancak kısa olmasında yarar var. peygamberimizin evlendiği hanımların isimleri,evlenme gerekçeleri hakkında daha uzun bilgi için kaynak veriyorum isteyen ordan daha uzun bir yazı okuyabilir.

    http://www.fatihhaber.com...ygamberin_evlilikleri.htm

    *ayrıca peygamberimizin "binlerce cariyesi" ifadesini de dikkate almıyorum maalesef.

    3.ifade: kur'an-ı kerim in kitap haline getirilmesi;

    "peygamer efendimizin ölümünü takip eden yemâme savaşlarında 70 kadar hafızın ölmesi müslümanları telâşa düşürmüştü. ashabdan hz. ömer de hafızların toplanması için dönemin halifesi hz. ebu bekir'e başvurarak konunun görüşülmesini istemişti. bunun üzerine hz. ebu bekir, zeyd bin sâbit başkanlığında toplanan abdullah bin zübeyr, sa'd bin ebi vakkas, abdurrahman bin haris bin hişam'ın da bulunduğu büyük bir komisyon tarafından kur'an sahifeleri bir araya getirildiği iddia edilir.
    birinci halife hz. ebu bekir zamanında hafız ve vahiy başkatibi olan zeyd bin sâbit, elinde yazılı kur'an metni olan herkesin bu metinleri getirmesini ve getirirken de ellerindeki metinlerin bizzat hz. muhammed'den duyduklarına dair iki güvenilir şahid gösterilmesini istedi. hz. osman toplanan bu kurula "zeyd ile imlada anlaşamazsanız, kureyş'e göre yazın" emrini verdi. zeyd bin sâbit'in katkılarıyla ortaya koyduğu bu aslî nüshaya "i̇mam mushaf" adı verilmiştir. abdullah bin mesûd'un teklifiyle iki kapak arasında "i̇mam mushaf" üzerinde yapılan danışma ve görüşmeler sonucunda bunun üzerinde her hangi bir noksanlık görülmemiş ve güvenirliği konusunda ittifak sağlanmıştır. böylece kur'an her hangi bir tahrifata uğramadan "mushaf" haline getirilerek aynı mushaftan çoğaltılan mushafların ana kaynağını teşkil etmiştir."

    kaynak: http://www.msxlabs.org/fo...irilmesi.html#ixzz1fxuyns

    yani kur'an-ı kerim i kitap haline getirmek sıradan bir uğraş değil bir zorunluluktu. kur'an ayetlerini ezbere bilen kişi sayısının azalması sonucu, bu ayetlerin bir kitapta toplatılması ile kalıcı hale getirilmiş ve tahrif olması engellenmiştir.

    4.ifade: yahudilere aşırı vergi yüklenmesi; arkadaş gerekli açıklamayı yapmış zaten (#13899311)
    4 ...