kinyas ve karya'da dikkatimi çeken ve neyin normal olduğu üzerinde bir kez daha düşünmeme yol açan düşünce silsilesine parelel bir bakıştır.
normali belirleyen biz yani normal saydığımız güruh ise ve biz aslında normal değilsek, bizden olmayana anormal diyorsak, bizim anormal olmadığımıza nasıl karar vermiş olabiliriz ki?
bu paradoks yaratan bakış bir yana akıl sağlığını yitirmek insan için en kötü durumlardan birisi gibi görünmektedir. ama delirip, yani deli olmayı bilip de bu kanıya varmış olan da yok aramızda, sonradan tedavi! olanlar ise o süreci pek olduğu gibi hatırlamazlar kanaatime göre..
bu durumda delirmenin iyi bir şey olma ihtimali de vardır diyebilir miyiz. ehh yanii.. bence olabilir..
hadi bu da bir yana, iyidir delilerin durumu, genelilin yüzünde bir tebessüm olduğuna göre, ve toplumun hiç bir dayatmışlığına uyma mecburiyetleri bulunmadığına göre, özgürlüktür.
yine de, tebessümüm az olsa da, böyle kalayım der bitiririm, annem bilmediğin yerlere gitme derdi küçükken, bilemem o diyarı ve gitmiyeyim..