fatih akın 'ın ileride duvara karşı gibi ciddi bir başyapıt çıkaracağının sinyalini verdiğini düşündüğüm sebep- sonuç bağlamında bir nitelik göstergesi ve kanıt olabilecek sağlam film.
--spoiler--
özellikle üç arkadaşın film izlerken yaptıkları yorum dikkate değerdir. cebrail film iyi olmuş derken, costa ehhh işte tadında olmamış olarak filmi nitelerken bobby berbat bulur. bu yorumlar aslında anlık yaşantılarının ruh hallerinin de dışavurumu gibidir. bobby beğenmez çünkü gözü hep yüksektedir. costa arada kalmıştır biraz.cebrail her bir şeyi yapabilecek durumu olmasına rağmen ortamlardan elini ayağını çekme derdindedir. ve pozitif bakıyordur ileriye. yaşanmışlıklardan sonra. bobby, al pacino 'nun .aşaklarına kurban olur daha sonra layıkıyla scarface övülür. bilmem kaç kere izlenmiş olmasına rağmen.
--spoiler--
--spoiler--
bobby karakterindeki sonsuz yükselme hırsı ve sevgilisi alice'in kendisini patronunun yanında küçük düşürdüğünü ifadelemesi de gözden kaçmıyor. aslında yemek sahnesinde derin bir dejenerasyon temalı ahlaki bir yozlaşmaya gönderme vadediliyor. bu da kaba saba yapılmıyor. alice'in yanıtı ve orda durmaması insani olguların onda bitmediğine işaret ederken cebrail'le yakınlaşması da onun yaşanmışlıklardan sonra insani ve duygusal tavrından kaynaklanıyor.ve alice mekanı terk ederken, tek derdi patronuna yaranma olan bobby kişiliği sorunlu dalkavuk bir serseri gibi davranarak patronun otur yerine demesiyle oturuyor. bir nevi emir-komuta durumu hırsını dizginleyemediği için kendi eliyle yaratılıyor. cebrail ne şekilde olursa olsun bobby'e karşı kendini sorumlu hissediyor. içsel hırs/ dürtü ve şiddet paralelinde film devam edip gidiyor.
--spoiler--
almanya'da yaşayan türkler ve onların yaşadığı yere adapte olmakta çektiği zorluklar türkiye ve almanya arasındaki sosyo kültürel farklılıklar akın'ın sinema dilini özetliyor kuşkusuz. bornova bornova 'dan tanıdığımız inan temelkuran 'ın ilk filmi made in europe, fatih akın'ın 5 yıl kadar önce çektiği özünü realite ve insan ilişkileri/ hırs/ içsel gelgitlerden alan bu etkileyici filminden esinlenmiş bana kalırsa. daha hafif doz bir film made in europe! lakin gene insan ilişkileri ve gerçekçilik temalı.
kısa ve acısız, mutlak tarafından izlenmesi gereken yönetmenin başyapıtı duvara karşı'yı hazırlayan vurucu bir ilk film.
10 üzerinden 8!