Ve duyguları keşfettin. Ne kadar kıskanç ve güçlü olabileceklerini anladın. Zihninde beliren duygu merkezlerinin çevresinde çekim alanları olduğunu fark edince düşüncelerine etkisini ölçtün. Herhangi bir düşünce, herhangi bir duygunun çekim alanına girdiğinde bükülüp yön değiştiriyordu. Ve sen, dü- şüncenin gerçek kaynağını belirlemekte yanılıyordun. Yön değişiten düşüncenin, duygunun yakınlarından çıktığını sanıyor, ancak yanılıyordun. Bunlara sahte düşünceler adını verdin. Kaynağı, görülenden başka bir yerde olan düşünceler. Dikkat edilmesi gerken düşünceler. Tehlikeli düşünceler. Böyle bir ayrımın farkında olmayanlar, sahte düşünceler yüzünden acı verici kararlar alabilirlerdi. Korktun. Bir düşüncenin gerçek doğum yerini, çğrenmenin yollarını araştırdın. Ancak bulamadın. Alabileceğin tek önlemü duygu merkezlerini daraltmak, dolayısıyla çekim alanları küçültmek olabilirdi. Bu yolu seçtin. Olabildiğince az hissetmek. Duygularını olabildiğince önemsememek. Ne sevgiyi ne de nefreti ciddiye almak. Pürüzsüz bir düşünce ağı kurabilmek adına duygularının boğazını sıktın. Bazıları kangren olup öldü, bazıları clızhayatlarını sürdürdü. Zihin sınırları içinde, düşüncenin duygudan başka düşmanı yoktu ve sen bunun farkındaydın.