yaşamak için gereken en değerli ve önemli nimetin hunharca yok edilmesidir.
bizim evde saolsun kardeşim bu işi layıkıyla yerine getirir. zaten duşa girdiği zaman ilk yarım saatte sadece vücudunu ancak ıslatır. bunun daha sabunlanması, keselenmesi, şampuanlanması, traşı derken benim bir ayda harcadığım suyu o tek duşta harcar.
bir de beyimizin küçükken bülent ersoy'un sütle yıkandığı klibe özenip, banyoda o klibi çekmeye çalıştığı günler de oldu. o kadar süt bulamadığı için suyla idare etti. neyse ki çocuktu o zamanlar, vücudu biraz daha küçüktü ve bitti artık o hevesi.
bazen benim de yaptığım zamanlar oluyor. özellikle bulaşıkları makineye yerleştirirken, mutfakta iş yaparken. sıcak-soğuk su sürekli açık kalır. elimdekini halledeyim de tekrar açayım yok. nedense üşeniyorum bazen kapatmaya. an geliyor, ülke ekonomisi, su kaynakları diye dertlenip düşünürken bi bakıyorum su akıyor ordan.