ilk once (bkz: stephen hawking) (e ile, a degil)
ikinci olarak baslamadan once (bkz: demek)
usenenler icin kisa aciklama yapayim:
1) demek: soylemek, dile getirmek
2) demek: oldugunu kabul etmek, bahsi gecen dusunceye sahip olmak
simdi; stephen abinin "dedigi" soylenen cumle yukarida belirttigim birinci tanima girmektedir. (arkadasim, biz de izledik o curiosity belgeselini ama emin ol bu isler oyle sevdigin dizinin tum sezonunu arka arkaya izledin diye izleyecek baska bir sey bulamayip "hadi bir de belgesel bakalim" demeyle olmuyor.)
hawking konusmasinin birinde "tanri olmayabilir" demistir. ancak asil demek (ikinci anlamdaki demek) istedigi "tanrinin olmasina ihtiyacimiz yok ve ben olmadigina inanmayi seciyorum"dur. yani ayni, tanriya inananlarin tanriya inanmayi secmesi gibi.
eger zaman, protonun olusmasi, negatif enerji hakkinda danismak istediginiz, neden diye merak ettiginiz bir sey olur da aciklayabilecegime inanirsaniz bunlari mesajla da iletebilirsiniz. her ne kadar hawking'in bu teorilerine henuz ikna olmus olmasam da, adamin ne demek istedigini aciklamaya calisabilirim.
uyandirma notu: gencler siz degil misiniz "ya amerika baskani televizyonun icadindan sonra icat edilecek bir sey kalmadi demis hehehe" diye dalga gecenler? cok mu zor tum resmi gormek? en azindan saygi duysaniz?