--spoiler--
2. dünya savaşı sırasında, hitler'in yahudileri katlettiği dönemde, genç türkiye cumhuriyeti'nin almanya büyükelçisi, alman hükümetine şöyle bir başvuruda bulunur: osmanlı imparatorluğu döneminde anadolu'ya sığınan yahudi göçmenler vardır. (bkz: sefarad) bu insanlar yıllarca bizim topraklarımızda yaşadılar ve bir kısmı daha sonra avrupa'ya döndüler. alman topraklarında şu anda yaşayan ve aynı zamanda türk vatandaşı olan yahudiler bulunmaktadır. biz, bu vatandaşlarımızın can güvenliği için, onları türkiye'ye göndermek istiyoruz.
alman hükümeti, o zamanki dengeleri de göz önünde bulundurarak bu talebi olumlu karşılar. türk büyükelçi, elinden geldiği kadar yahudi'yi kurtarmak için, kendilerine başvurulmasını ister. yalnız bir şart konur, türk vatandaşı olduğunu ispat edecek her yahudi, en az bir cümle de olsa türkçe konuşuyor olmalıdır.
yüzlerce yahudi başvurur, türk vatandaşı olsun olmasın; kuyruklar oluşur büyükelçilik önünde. ve yahudilerin hepsi bir cümle kurar, imzasını atar ve özgürlüğüne kavuşur.
ne mi der bütün yahudiler: ne mutlu türk'üm diyene!
--spoiler--