bakın bir an için tuttuğunuz takım gözlükleriyle bakmayın.ortada 25 ağustosta uefa nın tff ye yolladığı bir yazı var.bu yazıda kısaca ''suçlamalardan dolayı fenerbahçe ya kendi çekilsin,ya tff olarak sen çek ya da ben kendi soruşturmamı başlatabilirim,sen bu soruşturma sonunda cezalar alabilirsin'' deniyor.bu poker dilinde tff ye yapılmış bir blöftür.neden blöftür? çünkü tff de çok iyi bilir ki ya da bilmeli ki(!) sen savunmasını almadığın bir takıma ceza-i yaptırım uygulayamazsın.soruşturmada gizlilik var,savunma alamıyorsun.bu durumu pek tabi ki uefa senden benden daha iyi biliyor o yüzden seni böyle bir karar verme yükümlülüğü altına sokuyor.böyle olmasaydı o kararı zaten kendisi verirdi.bugun cas davasında çektiğin sorunda bu yüzden zaten.şimdi deniyor ki pierre cornu yalan söylüyor.oldu canım 50 senelik isviçre başsavcısı yalan söylüyor bizde yedik.
25 ağustosa geri gelelim..o gün tff ne yapmalıydı? bi kere fenerbahçe yi men edip soruşturmada adı geçen beşiktaş ve trabzonsporu avrupaya - uefanın almasına rağmen - göndermemeliydi.yapılması gereken sadece 2 farklı seçenek vardı 3. yoktu.1.si yukarda yazmış olduğum hukuk prensiplerinden dolayı uefanın isteğini geri çevirip,soruşturmanı başlatabilirsin demek,2.si ise ki bence en doğru olanı,sen eğer fenerbahçe'ye bunu yapıyorsan o zaman soruşturmada şüpheli olarak yer alan trabzonspor ve beşiktaşıda ben göndermiyorum,bu sene senin organizasyonlarında ülke olarak yer almayacağız demekti.eğer bu seçeneği gerçekleştirmiş olsaydı hem kamu vicdanını rahatlatırdı hem de bugun düşmüş olduğu duruma asla düşmezdi.
