ey benim demir gibi sert, civa gibi ağırbaşlı azot gibi yakıcı, klor
gibi çekici, sevgi konusunda soygaz kadar kararlı ve metaller gibi tel
levha haline girebilen ve elektriği ileten organik sevgilim; çatal
karam çingenem, nikel krozem...
...herşeyim. bu mektubu özlemin ve
sevginle bir üst enerji seviyesine uyarıldığım gecede yazıyorum. şu anda
senden başka hiçbir şey düşünemeyen kararsız ara ürünüm ben. yazdığım
bu mektup, temel düzeye dönerken yaptığım ışımanın psikonorotik bir
yansımadır. anladın değil mi?
sabit bir kütlesi ve eylemsizliği olan,
hatta uzayda belli bir hacim kaplayan sevgilim; nasılsın? iyi misin?
hava nasıl oralarda üşüyor musun? beni sorarsan normal sayılırım.
basıncı bir atmosfer civarında etraf bir labaratuvar kadar kuru ve
nemsiz zemin futbol oynamaya müsait. seni özlüyorum. seni, öğrencisini
sözlüye kaldırmak için sabırsızlanan öğretmenin sabırsızlığıyla
bekliyorum. geçen ki mektubunda yakında geleceğini söylemişsin. o
günleri iple çekiyorum. aradan geçen süre dt ve aramızdaki mesafeye dl
dersek, geleceğin zaman; dt/dl= ½{h.ö . dw¼} bulacağımı söylediler, şu
an bunu çözmekle meşgulüm. hala çözemedim.kırmızı turnusolü maviye
çeviren bazik sevgilim! derslerin nasıl?
benimkiler çok iyi. fakat
maddi durum dersler kadar iyi değil. cebimdeki paranın limiti sıfıra
yaklaşıyor. züğürtlükten doğru dürüst bir şey yiyemiyorum. şöyle
derişik derişik asite hasret kaldım. anlayacağın ne yapacağımı
şaşırdım. yukarı tükürsem sakal, aşağı tükürsem bıyık, yere tükürsem
ayıp.the inside of the canım! seni her geçen gün artan ivmeyle
seviyorum. sevgimin sayısal büyüklüğü karşısında avogadro sayısının
büyüklüğü halt etmiş.
en büyük arzum sevgimizin limitinin sonsuza
gitmesi. ey güldüğü zaman masum öğrencilere , kızdığı zaman hocaya,
sakinleştiği zaman futbol topuna, şarkı söylerken çalar saate, ders
çalışırken ineğe, bağırdığı zaman hitlere canı sıkılınca bitlere,
uyuduğu zaman klopatra'ya, uyandığı zaman kediye, çok yediğinde
demirel'e, az yediğinde inönü'ye, konuşurken çillere, maç yaparken
möller'e, koştuğu zaman ata, yüzdüğü zaman yata, deneylerde asetata ve
cümlelerde bir ismin önüne geldiğinde sıfata benzeyen benim çok
fonksiyonlu sevgilim.
ey eğik başlı, tükenmez kalem kaşlı, tek
gözlü, çift bant ekolayzırlı, anten kulaklı, elma yanaklı, armut
burunlu, altın dişli, önden çekişli, geniş iç hacimli, beş vitesli,
saçları boya, gözleri kara, memleketi ankara olan 2000 yılların
otomobili pardon zatı muhteremesi...şunu unutmamalısın ki!... ben seni
hep sevdim ve seveceğimde. sevgi konusunda sana karşı hep ekzotermiğim.
i̇kimiz bir tuzun bazıyla asidiyiz. hoşçakal.
bu arada herkese selamlar. büyüklerin protonlarından, küçüklerin nötronlarından öperim. seni seviyorum.