saçları yukarıdan alelacele ve umursamazca tutturulmuştur. ne baloya ne de kokteyle katılmayacak olduğundan üzerinde göz alıcı bir abiye değil ev ortamının getirdiği rahatlıkla rastgele geçirilmiş ve kenarları inceden inceye sökülmeye yüz tutmuş alelalede bir tişört, götünde dar pijaması vardır. siz diğer odada tv izlerken yahut da bilgisayarınızla meşgulken o mutfakta sizin için yemekler hazırlamaktadır. bir süre devam eder bu... siz salonda, o mutfakta iştigal olmaya devam edersiniz meşgalelerinizle. ta ki içindeki ses 'git de kızcağıza bak ne yapıyor' diyene dek. işte bu sesi duyduğunuzda ağır adımlarla mutfağa doğru yol alırsınız.
mutfak kapısından içeri girdiğinizde tüm doğallığıyla mutfakta parlayan sevgi güneşinizi görürsünüz. arkası size dönük, önünde bin türlü tabak bin türlü işi yapmaktadır aynı anda. gülümsersiniz haline. dağınık saçları, yırtılmaya yüz tutmuş tişörtü, sıradan pijaması o an sizin için samimiyetin ve doğallığın, sevgi ilen tutkunun şekli ve şemali olmuştur sizin için. içiniz 'cız' eder o an. usulca sokulursunuz sevgilinize. kasıklarınızı kızın kalçalarına dayar, ellerinizle belini sararsınız ve 'çok güzel görünüyorsun' dersiniz. altına saklandığı boyalar, pahalı elbiseler olmadan dahi büyüleyici bir güzelliğe sahip olduğunu hissettirirsiniz sevgilinize ve eş zamanlı olarak bir öpücük kondurursunuz kızın boynuna. çünkü bilirsiniz, her kız gibi sevgiliniz de en çok boynundan öpülmekten hoşlanmaktadır. bunun için her seferinde ilk boynundan öpersiniz sevgilinizin. boynuna kondurduğunuz ilk öpücükle damarlarından akan kanın sıcaklığını hisseder dudaklarınız ve daha sıkı sarar kollarınız sevgilinizi. artık canınız oynaş çeker...
kız da farkına varır bu durumun hemen. nasıl varmasın.ilk öpücükle daha sıkı saran kollarınız ve kalçalarına daha da yakınlaşan kasıklarınız tüm niyetinizi bütün açıklığıyla ortaya dökmektedir. anlar niyetinizi, bilir emelinizi. ve 'dur hayatım bak yemek yapıyorum.' der. ama bilir ki durmayacaksınız. ve yine bilir ki her ne kadar size dur demiş olsa da artık onun da içinde bir ateş yakmışsınızdır. geri dönüşü olmayan bir yolda aldığınız döndüğünüz ilk kavşaktır bu. ve gerisi gelir.
sizd 'dur, şimdi olmaz' diyen sevgiliniz birden yüzünü size dönüp ellerini boynunuza dolar. ardından kocaman kocaman öpücük kondurur sizin o iğrenç dudaklarınıza. siz de karşılık verdiğinizde başlarsınız uzun uzun öpüşmeye. bir yandan öpüşürken diğer yandan elleriniz ve kollarınızla birbirinizin bedeninde tahrik dolu dokunuşlar yaparsınız. siz, erkek olan, hemen kalçaya doğru komut verirsiniz ellerinize. ve ulaştığınızda kalçaya alabildiğine mıncıklarsınız sevgilinizin götünü o ise beyaz uzun parmaklarıyla pantolonun altında uykuya yatmış canavara dokunmaya başlar. birkaç saniyelik oynaşmalar yerini asıl niyetiniz olan sekse bıraktığında sevgiliniz diz çöker önünüzde ve hızlı bir şekilde aşağı indirerek pantolonunuzu hemen ağzına alır damarlı erkekliğinizi. erkekliğiniz ile sevgilinin dudaklarının buluştuğu ilk an, büyük bir oh çeker bedeniniz amaca ve hazza ulaşmanın getirdiği rahatlıkla... sevgiliniz penisinizi emerken onun saçlarını toplar, kimi zamansa başından tutarak erkekliğinizi tamamiyle ağzına sokmaya çalışırsınız. ta ki partneriniz soluksuz kalıp size 'çek' mesajını verene dek. hele bir de penisini emerken size bakması yok mu.. kelimenin tam anlamıyla mest olursunuz. 'işte aşk budur' dersiniz.
penisiniz tamamiyle sertleştiği ve boşalmaya yaklaştığı anda devam müsade etmezsiniz daha fazla yalamasına. hızlıca ağzından çeker ve sevgilinize ayağa kalkmasını söylersiniz. bir köle gibi size itaat eder sevgiliniz. ayağa kalkıp size yapmak istediğinizi yapma fırsatı tanıdığında kollarından tutup arkasını döndürürsünüz hızlı bir şekilde. o ise mutfak tezgahının üzerinde birikmiş bulaşıkları ellinin tersiyle bir kenara fırlatmıştır bile çoktan. başına uyguladığınız hafif bir baskıyla sevgilinizin gövdesini tezgaha yatırırsınız. dikleşen meme uçları mermerin soğukluğunu fazlasıyla hisseder ama aldırmaz buna. çünkü soluk soluğa kalmış sizin, külotunu aşağı indermenizi ve en kısa zamanda tüm erkekliğinizle içine girmenizi beklemektedir. bir telaş, bir koşuşturma içerisinde dantelli siyah külotunu diz kapaklarına kadar indirir ve sımsıkı olmuş erkekliğinizi kızın en derin bölgelerine dek hunharca sokarsınız. her seferinde daha derine, daha acılı bir giriş yapmak en büyük hayalinizdir... penisinizi içeri sokmak için giriştiğiniz her hamlede çarpışan bedenlerinizin kızın kalçasında yaptığı dalgalara tanıklık etmek sizi da coşturur. daha hızlı, daha sert girer çıkarsınız.. sevgiliniz ise kendinden geçercesine inler. ahlar, ohları, ohlar 'seni seviyorum'ları kovalar. aşkım, hayatım, sevgilim diye haykırır size...kamçılanırsınız. bir kadını cinsel hazza ulaştırmış olmanın keyfi sarar bedeninizi. taş gibi olmuş çükünüz alev alev yanar adeta. artık patlama yapacak kıvama gelmişsinizdir. son bir giriş çıkışın ardından erkekliğinizi kızın vajinasından çıkarır ve kalçaları üzerine bırakırsınız içinizdeki lavları. bedenine düşen her damla ılık birer dokunuş gibi gelir kıza.. boşalan penisinizi elinizle sıvazlayıp içindeki son damlayı da kızın kalçalarına bıraktıktan sonra bedeninizi mermerin üstünde sere serpe uzanmış vaziyetteki kızın üzerine bırakır ve aşkın, aşık olmanın huzurunu yaşarsınız...
evet... şimdi... bir an heycan yaptın itiraf et. çünkü bu senin, benim, bizim fantezimiz.