duruluğu ve içtenliğidir onu yüzyıllardır ayakta tutan. dolayısı ile anlatmaması, ima etmemesi, yekten söylemesidir, söylemek istediklerini.
yeri geldiğinde;
" beni bende demen, bende değilem,
bir ben vardır bende, benden içeri "
" gel, ne olursan ol yine gel,
ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel "
" dost dost diye nicesine sarıldım
benim sadık yarim kara topraktır
beyhude dolandım, boşa yoruldum
benim sadık yarim kara topraktır "
dizelerindeki kırgınlığı, burukluğu, sitemi,
" uzun ince bir yoldayım
gidiyorum gündüz gece
bilmiyorum ne haldayım
gidiyorum gündüz gece "
dizelerindeki kaybolmuşluğu, amaçsızlığı, çaresizliği başka hangi sözlerle daha iyi anlatabilir.
halk müziği, adından da anlaşılacağı gibi halka ait olan, onun dertlerini, sevinçlerini ve hasretlerini içtenlikle yansıtan, o var olduğu sürece de var olacak olandır.