Attila ile romanın anasını ağlatan, Göktürkler ile bir tarafta çin diğer tarafta bizansı hoplatan, Çengiz Kaan ile Bütün müslüman dünyasını boydan boya feth eden, iskender'i taşşak oğlanı yapıp türk destanlarına konu eden ve daha da önemlisi Kür şad gibi bir kahramanı çıkarabilmiş insanlardır. medeniyet sözcüğü medineden gelir, şehirleşme manasındadır ki Arap denen köpeğin müslüman olsun olmasın şehirleşmesi tarih boyunca işe yaramış bir devlet, kişi, üretim çıkaramamasından ötürü saçmalıktır. Keza önce yunan sonra roma medeniyetinin üzerine inşaa edildiği değerlerin köleciğiliğin, ırza geçmenin, sömürmenin ve bunu sistematik hale getirim sınıfsal ayrımlara kadar bugüne değin ulaşan dünyanın kepazeliğinin sorumlusu olması da esasında "medeniyet", "şehirleşme" denilen kavramların bugünkü tanımlamasında insanların sömürüsü demek olmasıdır. Kaldı ki Eski türk tarihi hakkında derinleşen araştırmalar gerektiğinde şehirler de inşaa eden bir kültür bulgularına derin olarak rastlar. istanbul'da üç-beş seçkin zümrenin yaptırdığı devasa ve gereksiz yapılar olmasa "halk"ın 1453ten beri yaptırdığı hangi yapı ayakta kalmıştır ayrıca bu da sorulmalıdır. Haliyle seçkin zümrenin çok küçük ve sınırlı sayıda olduğu, gelirlerin, yağmaların bölüşümünün toplumun büyük çoğunluğu tarafından eşit olarak paylaşıldığı bir komunitede onbinlerce yüzbinlerce halktann kişinin kanı emeği sömürülerek inşaa edilmiş büyük yapılar bulunamaz çünkü amaç birilerinin birilerine gösteriş yapması değil her bireyin eşit şartlarda yaşamatılmak istenmesidir boşa, gereksiz harcamalardan kaçınılır. yani istenilse de collesium bulamazsınız veya bir artemis tapınağı, veya ayasofya. Çünkü bütün bu büyük yapılar kölelerin, halkın sırtına basan soylular zümresi tarafından inşaa ettirilmiştir.
bununla beraber Müslümanlık Türklere artı büyük bir şey katmamıştır. lakin Türkler Müslümanlığı ve müslüman toplumlarını onlarca kez yok olmaktan kurtarmıştır. yani Türkler müslümanlıktan önce de büyüktü, sonrasında da ortadoğuluların müslümanlıkla geçen hastalıklarını almalarına rağmen büyük kaldılar. Bugün bile bir Türkiye çıkarılırsa müslüman dünyasından, yerine gayri Türk bir ülke konulursa örneğin yunanistan, ne suriye, ne iran, ne lübnan ne de başka bir ülke kalırdı ortadoğu coğrafyasında. biraz daha iç coğrafyalardan örnek verirsek Sovyetlere karşı afgan direnişinin ateşleyicisi bölgedeki Türklerdir, bölgedeki Türkler olmasa o direniş yok olacaktır. Keza Kafkaslardaki ruslara karşı direnişin çeçenya'da bile uzun zaman türklerdir, biraz daha geri gidersek örneklemek gerekirse şeyh şamil de Türktür. Bütün bu coğrafyalarda başı türkler çekiyorsa ve "müslümanlık" ortak sabit iken milletler ve etnik gruplar değişken ise demek ki belirleyici olan "Türklüktür".
Sonuç olarak isteyen, inanan, beğenen herkes müslüman olabilir. Aşağılık bir yahudi, bir çingene, bir rum, bir zenci, bir yamyam, bir arap, bir berberi herkes. Ama Türk doğmak Tanrı'nın lütfudur ve genel müslüman dünyasının durumunda seçkin olmaktır. Müslümanlık diğer toplumları ihya etmiş olsaydı yüzyıllar boyu haçlı seferlerinden, bugüne bu halde olmazdı Türklük harici müslüman toplumlar.