ey güzel yurdumun güzel insanları

entry1 galeri
    ?.
  1. Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer.ilk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak:
    "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" dedim.
    Hacı anne:
    "Evlâdım az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.
    Merak ettim, tekrar sordum:
    "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?"
    Hacı anne:
    “Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok; ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda ışığı yanan bir ev bulmazsa sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ‘ışığı yanan bir ev’ bulunsun diye bekliyoruz.”
    Konya Ovası'nda, ya da bir başka yerinde Türkiye’nin, trenden inen yabancılar için "Işığı yanan evler" yerinde hâlâ duruyor mudur? Yabancılar, yorgun bedenlerini yün yataklarda dinlendirmeye devam ediyorlar mı? Aç bir köpeğin önüne bir kap yemek bırakan kadınlar yaşıyorlar mı? Kuşlara yuva yapan mimarlar sahi şimdi neredeler? Şâir öyle diyordu:"Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler." Bu güzel insanlar, neden atlarına binip gittiler? Onları ne yıldırdı da bir daha dönmemek üzere, sessiz sedasız gittiler? Bizler, atlarına binip giden güzel insanlara sahip bir medeniyetin yetimleriyiz. Çekip gidenlerin doldurulmamış boşluklarında savrulup duran yoksullarız.
    Ey, güzel yurdumun güzel insanları! Neredesiniz? (alıntıdır.)
    1 ...