hem ülke açısından hem de insanın kendi yaşamı üzerine düşününce çok önemli gerçekleri görmenizi sağlar bu oyun.
önce ülke içine bakalım;
bir ülke düşünün. her hangi bir ülke olsun bu. bir şah var yöneten. bu durumda piyonlara askeri anlam yüklemek gerekir ama bunun yanında üreten işçi sınıfı da piyonlardandır. ülkenin zenginleri ya da yönetene yakın olan kişiler diğer önemli taşlar sayılabilir. bir çok insanın sadece bir insanın toplumun önünde salak salak konuşması için çalışıyor olması piyonların canını sıkmasının yanında bu hiyerarşik yaşamda başkaldırması mümkün değildir. yönetmek o kadar da kolay iş mi deyip kendini kandırır piyonlar. durumu kabullenmek için kendi mantığına kazık atar belki de. bu hiyerarşi olduğu sürece bir şey demeye hakkı yoktur piyonun. aslında bunlar sadece ülkenin yapısı açısından değil bir şirket içindeki yapı, silahlı kuvvetler vs. bir çok alanda geçerli.
bir de kendi hayatınız açısından bakalım;
oyunu oynayan siz olun. elinizde bir şah var. bu hiç bir işe yaramıyor. sadece onu korumak istiyorsunuz. ne varsa uğruna feda ediyorsunuz ama bir piyon kadar bile işe yaramayan biri. bu, insanın bazı şeylere ya da bazı insanlara fazla verdiği değeri temsil eder. bir çok piyonunuz var bunlar sizin zarar görmemenizi isteyen ama sizin gözünüzü kırpmadan sildiğiniz eşyalar veya insanlar. bir veziriniz var. çok yetenekli her konuda ama siz onu işe yaramayan bir şahı biraz daha zarar görmeden yaşabilsin diye gözden çıkarabiliyorsunuz. sizin hayatta yapmamanız gereken bu yanlışları sizin gözünüze sokan bir oyundur bu satranç. değer verdiğiniz şey size acı vermeye başladıysa o şahı veziri kaybetmeden bırakın. hayatta her şey kazanmak değil. o şahı kaybedebilirsin belki ama hayat şahı koruyarak geçirmeye değmez. değer verdiğiniz şey vezir gibi olsun. siz de onun veziri olun. bu iki başlı bir yönetim gibi görünse de bu iki vezirin birbirini koruması için çabalaması olmalı. hayatınızdaki gereksiz şahlardan kurtulun. vezirinizin veziri olun.