öncelikle glişmişlik sadece teknolojik ve demokratik olarak gelişme olarak bakmamalıyız, sosyal yaşam, refah, sanat, müzik, spor, bilim, vs. gibi insanların yaşam boyunca ilgilendikleri ve içli dışlı oldukları kavramlar konusunda ele almak lazım.
yüz yıllardır heykel ve resimlere put dedik, yasak ettik yıktık, yaktık. (bkz: insanlık anıtı). müslüman ülkelerden çıkan sanat akımları heykeltraşlar, ressamlar, bir elin parmaklarını geçmez. ha bu beni ne ilgilendiri derseniz o ayrı takılın akfanıza göre.
dünyanın en iyi müzisyenleri batıdan, en iyi mimarlar hakeza.
mozart, çaykovski, gibi adamlar şu an batı müzğinin temellerini atarken müzğin musikinin amına bile koymuşken, müslüman ülkelerdeki kalitesiz saçma sapan müziklere ne demeli, çünkü bizim dinimiz müziği yasaklamış. ondan sonra neden yabancı müzik dinliyorsun, e daha kaliteli amk.
kadının toplumdaki rolü, islam dünyasında kadın bir hiçtir, kapalı kutudur. dönemimizdeki müslüman ülkelerdeki sapkınlık, kadına şiddet, töre, vs hep bu baskın islam dini sayesinde oluşmuş.
new yorkda 1900 yılında empire state yapılırken, bizde ise 1900 da kerpiç evler yapılıyordu, çünkü dine yoğunlaşmaktan başka hiç bir konuda gelişememiş bizim toplumumuz. hayır özenti falan değilim, ama yediremiyorum arkadaş, dini hayata, yönetime, demokrasiye, adalete, sanata, vs soktuktan sonra geri kalmamız çok normal, aynen devam edin, insanlık anıtlarını yıkın. yıkılan belki bir heykel olarak gözüküyor ama aslında yüzyıllardır kendi kendimizi yıkıyoruz.
