yıllardan beri süre gelen dejenerasyon kasırgası, bizleri hortumunun içinde tutmayı basarmıs ve bunun yanında farklı kültürlerin asimile ile benligimize yerlestirilmesi toplumsal kirlenmeyi getirmistir yanında.
biraz geçmisi hatırlamaya çalısalım; 20 ila 30 yıl öncesine baktıgımızda, ahlaki degerler, insani duygular, saygı-sevgi, edep-haya, merhamet-sefkat, yardımseverlik-komsuluk, din ve vicdan hürriyeti, hosgörü ve inanca saygı, kılık kıyafet gibi degerlerimizin varolusu aslında bizleri dünya üzerinde özel kılan erdemlerdi bunlar. ne acıdırki örnekledigimiz geçmisimizle bugünümüz birbirinden çok uzak artık, ne ırkımız belli nede bir millet olusumuz.
müthis bir hızla yayılan ve dünya düzenin olumlu halini olumsuza çeviren dejenerasyon denen illetin yakamızdan düsmeye hiç mi hiç niyeti yok. gençligi özünden koparan yenilikler kesfediyor birileri veya bir sistem artık herneyse adını siz koyun!!
japonya, malezya, çin gibi ülkeleri biraz arastıracak olursak karsımıza çıkacak çok net bir sonuç var; kendi öz degerleri ile yükselise geçmis olan bu ülkeler asla ve asla batının rüzgarına kapılmayarak ve bizzat kendi özgeçmisindeki kültürünü yasamaya çalısması dünyada söz sahibi olmalarında ki en önemli faktördür.
bizler okadar dejenere olduk ki artık ne milletimiz belli nede ırkımız!! yooo sevgili arkadaslarım öyle önyargılı bir yaklasım sergilemeyin hemen, bakın geçmisle bugünü karsılastırın ne anlatmak istedigimi anlayacaksınız. babalarımızın ve dedelerimizin nasıl yasadıgına ve bu milletin dünya nazarındaki degerini yüceltmek adına neler yaptıgına baktıgımızda; basımızı önümüze egip bir utanç abidesi olmamız gerekirken, bizleri yoketmenin mücadelesini veren sistemin hergün yeni bir oyununa alet oluyoruz. eglence mekanlarının sex ve uyusturucu yuvası haline gelmesi, uyusturucunun orta ögretim okullarının önünde satılır olması, birbirlerinin kız arkadaslarıyla çıkmaları ve dahi birlikte yasamaları(nasıl bir mide varsa), saygının ve sevginin yitirildigi bir gençligin dinden bihaber yasaması ki diger ülkelerde ruhban okullarının sayıları; derslerde din dersinin zorunlu olusu ve hatta kilise papazları verdikleri vaazlarda çocuklarınızı sürekli kiliseye getirin, onlara dinini ögretin ve kızlarınızı din adamları ile evlendirin diye telkinde bulunurlarken bizlerde dinin uzaklasması için elimizden yaptık, özden koptuk, sevgiyi, sefkati, büyüge saygıyı, muhtac olana yardım eli uzatmayı, hasta bir yakınımızı ziyareti, akraba ziyaretini(sılayı rahim), anneye ve babaya saygıyı, dogru ve dürüst yasamayı çoktaaaan unuttuk!! bu unuttugumuz erdemler bizleri muassır medeniyetin içine degil karanlık dibine götürecek bir yasam biçimi haline gelmistir. soygunlar, hırsızlıklar, tecavüzler, cinayetler, ülkenin hazinesini bosaltmalar hep bu yitirdigimiz erdemlerin yoklugundan, batı medeniyetine ve ahlakına olan özentimizden degil mi?
kork allahtan korkmayandan!!
dini, ahlaki ve kültürel egitimlerden uzak toplumlar yok olmaya mahkumdur!!!!!
bizler kirlettik herseyi, dogrular varken yanlısın pesinden kostuk hep, güzel ahlak dururken çirkinlikleri seçtik, hayvanlaştık bir nevi; çünkü, hayvanlar yasamak için birbirini öldürür iste bizlerde aynen böyle olduk!! yasamak için birilerinin yasamlarını elinden aldık, rahat yasayalım diye baska birinin rahatlıgını bozduk, kendi karnımız tıkabasa doysun diye birilerini aç bıraktık, sehvet duygularımızı tatmin için birilerinin yarınlarını kararttık veya duyguları ile oynadık!! oysa bizimde bir annemiz ve kızkardesimiz vardı unuttuk!!!
toplumsdal temizlenme ancak bizlerin kendine çeki düzen verip yeni neslin bizlerin kötü yanını degilde iyi yanımızı örnek almalarını saglamak ile olur, dinimizi ve kültürümüzü benimsemekle olur!!
öze dönüs, kendi atalarımızın ahlakına dönüstür toplumun temizlenmesi!!.???