çıkış noktası, istikameti ve içeriği hususunda iki görüş vardır.
bunlardan ilki batı'lı güçlerin türkiye'yi yönlendirmesi ile bir savaşın eşiğine götürülmeye çalışıldığı,
diğeri ise türkiye'nin insancıl bir takım kaygılarla hareket ettiği yönündedir.
her iki yaklaşım için de çeşitli destekleyici unsurlar bulmak mümkün.
ancak kesin olan bir şey var ki o da türkiye'nin yanı başında istikrarsızlığa sürüklenmiş, etnik ve mezhepsel çatışmaların olduğu, dış müdahalelere açık ve bölgesel savaşların yaşandığı bir suriye'yi istemediğidir. keza suriye'nin sosyo-kültürel yapısı böyle bir tablo için uygundur. bunun örnekleri başta lübnan olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde mevcuttur. kaldı ki suriye'nin tairihine baktığımızda bu tür olgularla karşılaştığını da görürüz. böyle bir durumun oluşması neticesinde ise türkiye ve mevcut bölge için neler ifade edebileceği, kısa ve uzun vadede ne tür sonuçlara yol açabileceği ise malum. böyle bir durumda türkiye uzun süre ortaya çıkan askeri, siyasi, toplumsal ve ekonomik sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacaktır.
işte tam da bu noktadan hareketle türkiye'nin suriye politikasının aslında ne batılı güçlerin kışkırtmaları ne de insancıl yaklaşımların bir gereği olduğu görülebilir. amaç suriye'nin dış müdahalelere açık bir duruma gelmesini engellemektir. türkiye böyle bir durumda suriye'y öncesinde ve sonrasında seyirci kalamaz. rusya ve çin'in eleştirilmesinin nedeni de bu iki devletin suriye konusunda samimi olmadıkları ve suriye'yi bahsedilen mevcut tabloya itmek istemeleri düşüncelerinden kaynaklanmaktadır. abd ve israil gibi devletler de aslında suriye'nin dış müdahaleye açık bir devlet haline gelmesini istemektedirler. sonuç olarak küresel güçlerin yöntemleri birbirine sıt gibi görünse de amaçlar bağlamında aynıdır.
tüm bu gelişmeler ışığında türkiye öncelikle beşşar esad'ın iktidardan çekilmesi için ulusal ve uluslararası alanda tüm kozlarını oynayacaktır. son olarak arap birliği nin suriye nin hesaplarını dondurması olayında da türkiye'nin etkin rol oynadığını düşünmekteyim. ancak mevcut esad rejimi bu şekilde ortaya konan yöntemlerle iktidardan uzaklaştırılamazsa türkiye'nin askeri müdahalede bulunması uzak bir ihtimal değildir.
bu noktada türkiye ölümü görüp sıtmaya razı gelmek zorunda kalacaktır...