26 kasım 2011 akşamı muhteşem bir sanat şölenine sahne olan festivaldir.
ilk bölümde;gürer aykal yönetimindeki antalya devlet senfoni orkestrası ilk eser olarak fazıl say trompet konçertosu op.31 'i seslendirdiler. trompet sanatçısı gabor boldoczki 'nin performansı da çok iyiydi.
ikinci eser olarak shostakovich piyano trompet ve yaylı çalgılar için 1. konçerto do minör op.35 seslendirildi, piyanoda fazıl say yine harikalar yarattı.
ikinci bölümde; neyzen burcu karadağ, kanunda aykut köselerli ve vurmalı çalgılarda hakan güngör 'ün eşliğiyle fazıl say'ın `istanbul senfonisi op.28 seslendirildi. tabi öncesinden gürer aykal'ın sorularıyla fazıl say istanbul senfonisi 'nin yedi bölümünü kısaca anlattı.
dakikalarca ayakta alkışlandılar. bis olarak da istanbul senfonisi altıncı bölüm alem gecesi'ni istek üzerine çalarak tüm antalya'yı kanun, darbuka, köçekçe, dök zülfünü meydana ve tüm senfoni sazları ile alem gecesi'ne götürdüler.
fazıl say yeni senfonisi mezapotamya senfonisi'nin tamamlandığı müjdesini verdi. iksv'nin siparişi ile bestelemeye başladığı mezapotamya senfonisi'nin on bölümlü dev bir senfoni olduğunu, orkestrasının istanbul senfonisi'nden de fazla 130 kişilik büyük bir orkestra olacağını ilk seslendirilişi, dünya prömiyerini 23 haziran 2012'de* istanbul bifo fazıl say festivali'nde yapılacağını, orkestra şefinin yine * gürer aykal olacağaını söyledi ve ekledi gönül ister ki gelecek sene piyano festivali'nde mezopatamya senfonisi çalınabilsin.
gecenin sonunda muhteşem, derinlikli, doyurucu bir sanat şöleninin ruhta bıraktığı güzel ve özel hislerin yanında zihinde beliren güzel günlere dair umut ışığı paha biçilmezdi.yürekten şöyle bir sesleniş döküldü:
--spoiler--
iyi ki varsınız fazıl say, iyi ki varsınız gürer aykal...
varlığınız tüm karanlıklara rağmen bugüne ve geleceğe dair capcanlı umut ışığı oluyor. yıllar önce gürer aykal'ın kuruluşunu sağladığı antalya senfoni orkestrası'nın da bu yoğunluklu eserleri yorumlayabilecek konumda olması çok gurur verici. atatürk devrimleri ve onun yolundan aydınlanma meşalesini taşıyarak çağdaş cumhuriyet kurumları, festivalleri kuran gürer aykal ve fazıl say gibi aydın sanatçılar sayesinde bu akşamki konser salonundaki ülke diğer karanlık içindeki ortadoğu ülkelerinden çok farklı. umarız herşeye rağmen sanat alanında en tepelere çıkarılmış bu çağdaşlık çizgisi tüm alanlarda bu seviyeye ulaşır. metin altıok ağıtı sansürü ve istanbul kültür başkenti etkinliklerindeki tavra rağmen; iksv'nin siparişi mezapotamya senfonisi'ni on bölümlü büyük bir eser olarak besteleyen özel ruhun, çağlayan dehanın; söz konusu sanat, aydınlık olunca geçmişte nezaketsiz olanlara karşı bile nasıl önyargısız, içten davranıp, ondan istenilen eseri özverili ve sorumlu bir sanatçı tavrıyla bestelemesi çok çok değerli ve bazılarına ders olur nitelikte. tabi bizim için de büyük bir hediye çünkü siparişi hangi kurum verirse versin, fazıl say'ın tüm eserleri bizim için nadide armağanlar.
yüreğine sağlık fazıl say...
--spoiler--
