2-3 saat önce bitirdiğim oyundur. beklettiğine değmiştir. kısaca konu istanbul'a gitip altair'in masyaf'taki kütüphanesinin 5 anahtarını bulmak ve sultan 2. beyazıt'ın yavuz sultan selimle olan taht savaşı ve onun tahtta getirdiği boşluktan yararlanıp bizansı yeniden kurmak isteyen grupları ve onlara destek veren templarlara engel olmak.
bu konuda istanbulun suikastçilerinin lideri yusuf tazim ve 17 yaşındaki haliyle kanuni sultan süleyman yardımcı oluyor.
her bir anahtarı toplayınca açılan altair'in anılarını oynayarak masyafın nasıl düştüğü ve altair'in ilerde neler yaşadığı ve yaptığı hakkında fikir sahibi olmakta büyük yardımcı oluyor.
subject 16 ilk kez burada tam anlamıyla görülebilmekte ve lucy malesef ölüyor.
yeniliklere gelicek olursak artık oyunda kendi bombalarımızı yapabiliyoruz, ister öldürücü* ister duman,sis gibi taktiksel amaçla kullanılabilecek türden bombalar.* istersek ses bombası, koku bombası para saçan bomba gibi dikkat dağıtan* bombalar yapabiliriz. ihtiyacımız olan malzemeleri şehirdeki sandıklardan yada öldürdüğümüz askerlerin üzerinden temin edebiliriz. her bomba kabuğunun* her barutun* ve eklenen her malzemenin* farklı farklı etkileri mevcut.
ikinci yenilik ise yeni verilen silahımız olan hookblade. şehir içinde gezintinin daha hızlı olmasını, binalara daha hızlı tırmanmamızı ve farklı şekillerde assassinate yapmamıza* imkan veriyor açıkçası bu silahı sevdim.
yeni bir faction oyuna dahil olmuş "romanies" italyadaki fahişeler kaldırılıp yerine romanlar getirilmiş oyunu renklendiren bir öğe daha.
ve son olarak templar vs assassin savaşları. oyuna çok büyük renk katan unsur, her an bir templar çıkagelip bölgemizi ele geçirmek isteyebilir bu savaşlarda biz komutan olarak uygun yerlere okçu, tüfekçi, assassin ve assassin liderleri yerleştiriyor savaşın yapıldığı yere barikat kuruyor, havan topu atışı yapıyor ve gerektiğinde pistol ile templar öldürüyoruz.
ezio yaşına rağmen gençliğinden çok daha iyi hoplayıp zıplıyor ve daha iyi attack comboları yapıyor ve finaliyle bizleri yine merak içinde bırakmıştır
--final spoilerı--
altair'in kütüphanesinin aslında kütüphane olmadığını moğol istilasından korunmak için yapılmış bir sığınak olduğunu kütüphanedeki kitapları iskenderiyeye gönderdiğini oğluna şehri terk etmesini söylediğini ve apple of eden'i orada sakladığını öğreniyoruz. bunun yanı sıra insanlardan önce gelenlerin* nasıl yok olduğunu öğreniyor ve desmond'un karavanla seyir halindeyken "nereye bakacağımızı biliyorum" diyerek aniden karavanın kapısını açmasıyla oyun son bulur
--final spoilerı--
sözün özü oyun tek kelimeyle harika galata kulesine çıkıp istanbulu seyretmek pahabiçilemez keyif *
not: özeti ve incelemeyi eksileyen bile var neyin kafası bu ?