dörtnala faşizme koşan güzel ülkemin, bu korkunç ilerleyişte vites arttırdığını müjdeleyen haberdir.
kuşku götürmez ki sandık ve oy ikilisi demokrailerin vazgeçilmezidir. ancak, demokrasiyi sadece bu ikiliden ibaret görmek, demokrasilerin tabiatına taban tabana zıt koşmaktır. yunan demokrasisi insanlık tarihimizde çok önemli bir başlangıç olmakla beraber günümüzde uygulamaya sokulması imkansız ve tümüyle yanlış bir hareket olacaktır. günümüzde ki doktorlar hipokrat'ın dört sıvı methodunu değil modern teknoloji ve öğretileri kullanmaktadır.
demokrasi belli temeller üzerine inşa edilmiştir. bu temellerin başında öncelikli olarak yaşam hakkı gelir. ardından fikir özgürlüğü, mülk edinme hakkı vesaire. öyle bir tutuklu hayal edin ki; bu tutuklu, bir terör örgütüne üye olmaktan suçlanıyor. fakat örgütün terör örgütü olup olmadığı muamma, hatta öyle bir örgütün varlığı bile muamma. hatta ve hatta varlığı bile muamma olan bu örgütten terör örgütü olarak bahsetmek yasak. kafanız karıştı değil mi? ve işte kafanızdaki bütün bulutları dağıtacak asıl ipucu, bu kişi bir mualif! kendi fikirlerinin iktidar ile ayrışmasından dolayı, kaleminden başka hiç bir silahı olmayan bu adam, dört yüz güne yakın zamandır cezaevinde yargılanmayı bekliyor. fikir özgürlüğünün varolmadığı bir düzende demokrasiden bahsetmek, evsiz bir insanın jakuzi fiyatlarını incelemesinden farksızdır.
bir düşünceye karşı yapılan saldırılar öncelikle bireylere yapılan saldırılarla başlar. küçük ve istisna olarak gözükür. sizin oturduğunuz güvenle oturduğunuz evinizin arka sokağında ki parkta bir polis bir vatandaşı öldürdüğünde bu istisnai bir durumdur. pek tabi ki gerçekler ise çok farklıdır. daha evvelden düzenlenen kanunlar ile adam öldürmenin yolu bile açılmıştır. siz ise bunu söz konusu polis değil cezaevine gitmek, meslekten bile ihraç edilmedikten sonra belki görürsünüz. minareyi çalan çoktan kılıfını hazırlamıştır. mefta olan kişinin sıradan, yani önemsiz birisi olması durumun vehametini kavramamıza engel olur. fakat derler ya, şeytan detaylarda gizlidir.