pargalı damat ibrahim paşa, 1536'da bir ramazan günü iftar için saraya çağrılmış ve iftar yemeğinin ardından boğularak idam edilmiştir. bu olaydan tam 17 yıl sonra 1553'de aynı yerde, babası tarafından şehzade mustafa'da boğdurulacaktır. pargalı'nın öldürülmesine nelerin sebep olduğuna dair bir çok rivayet bulunmakla birlikte en geçerli görülen iki neden üzerinde tarihçilerin fikir birliği bulunmaktadır.
bunlardan birincisi; kral ferdinand'ın elçilerine söylediği ve başlı-başına bir neden olmasa da kanuni'nin sabrının taşması için son damlalar olduğu şüphe götürmez şu sözleridir;
" Bu büyük devleti idare eden benim. her ne yaparsam yapılmış olarak kalır zira, bütün kudret benim elimdedir. memuriyetleri ben veririm. eyaletleri ben tevzi ederim. verdiğim verilmiş ve reddettiğim reddedilmiştir. büyük padişah, bir şey ihsan etmek istediği veya ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vâki* gibi kılınır çünkü her şey harp, sulh, servet ve kuvvet benim elimdedir. "
bu durum, ister-istemez, akıllara mahatma gandhi'nin şu veciz sözünü getirir;
" insanlar için hırs, belli bir yere kadar itici güçtür ancak, ihtiras halini aldığında hüsranlarına neden olur. "
kanuni, bu denli kuvvet ve kudret sahibi olmasaydı belki de her şey daha farklı olabilirdi fakat öyle değildi. manisa'daki şehzade mektebinden itibaren* yediği-içtiği ayrı gitmeyen, aynı odayı hatta aynı yatağı paylaştığı, yenilerin tabiriyle kankası; pargalı'yı bile affetmemesi için önemli bir nedendir bu beyanatı.
ikinci güçlü neden ise; pargalı'nın, bağdat seferinden zaferle döndükten sonra kanuni'nin aklını çelerek 'defterdar ibrahim paşa'yı öldürtmesine neden olmasıdır. tarihi kayıtlardan, bu olaydan sonra kanuni'nin günlerce vicdan azabı çektiği ve pargalı'nın sesine kulak verdiği için kendini affetmediği bilinmektedir.