yılların yaşlandırdığı kirli kahverengi masaya dayadım kollarımı.
başımı avuçlarımın arasına alıp daldım yorgun hatıralarıma.
her kadeh bir kadındı sırtımda tırnak izini taşıdığım.
her kadeh aşk dediğim bir kadının masum çığlığıydı.
içtiğim kadınların sarhoşluğuyla çıktım meyhaneden soba dumanı kokan karanlık sokağa.
mabedime ağır adımlarla ilerlerken,
adımlarıma hatıralarımdaki kadınların topuk sesleri eşlik ediyordu.