küçükken sobalı odamızda babamın alüminyum küçük bir tasa sıcak suyu koyup, bir sandalye önünde diz çöktüğünü, sandalyenin sırt kısmına sırrı dökülmeye yüztutmuş aynayı dayadığını, hoş bir esansı olan traş macununun kokusunu ve her traştan sonra "babacık nasıl olmuş?" sorusuna yanıt olarak kondurduğum yumuşacık yanağın ilk öpücüğünü hiç ama hiç unutamam.