bir gün gerçek mutluluğa ve adalete inanmaktır. bunun için iyi bir insan olmaya çalışmaktır.
ama asla tanırı'ya inanırken inanmayan birine saldırmak değildir. ya da dinler saçma tanrı yok demiş birine ağızdan salyalar akıtarak sen benim dinime hakaret ettin diyerek küfretmek değildir. bu davranışla kendi dinine ve tanrı'ya hakaret eden sensindir. tanrı'nın senin korumana ihtiyacı olduğunu düşünüyorsan çok yanlış inanmışsındır. zira tanrı böyle bir düşünceyi özgür bırakmasaydı iş sana kalmazdı zaten.
not: hakaret ve küfür başkadır. dine inanmıyorum bence saçma/yalan demek başkadır. zira adam yalan olduğuna inanmasa dine inanır ve din doğru der.
bu yazı da kendilerine müslüman deyip sabah akşam hrıstiyanlık değiştirilmiş, musevilik bozulmuş diyen ama "din saçma" lafını görünce ağzından salya akıtanlara gelsin.
hz ibrahim (s.a.) misafirleri çok severdi. evine misafir çağırmaktan,
onlara ikramda bulunmaktan lezzet
alırdı yolculara karşı da iyi
davranırdı. onları evine davet eder, yiyecek-içecek
verir, yatacak yer
gösterirdi. her sabah. evinin yanındaki yolun kenarında durur ve
yoldan geçecek yolcuları beklerdi.
onları görür görmez de, ikramda bulunmak için evine davet ederdi.
başka insanları memnun ve rahat
ettirmek onu mutlu ederdi. bir günü
sofrasında bir misafir olmadan geçtiğinde rahatsız olur, evinde bir
yolcu ağırlamamışsa yemeğe kendisi de dokunmazdı.
bir ara, yoldan üç gün boyunca hiçbir yolcu geçmedi. bu durum haliyle
hz. ibrahim"i (s.a.) üzdü. ama bıkmadan usanmadan yola çıkıp ümitle
beklemeye devam etti. ufuğa gözlerini kısarak bakıyor, bir yolcunun
gelmesini istiyordu. üç gün geçmiş ama hiçbir yolcu gelmemişti.
bir sabah, deve üzerinde yaşlı bir adam göründü yolda. hz. ibrahim çok
sevindi hemen yaşlı adamı yemeğe evine davet etti. adam bu daveti
kabul etti. evde yemeğe oturduklarında hz. ibrahim yemeğe başlamadan
önce "bismillah" dedi, ama yaşlı adam hiçbir şey demeden yemeye
başladı. hz. ibrahim sordu:
"neden besmeleyle başlamadın? bize bu yiyecekleri hediye eden rabbimiz
hem rahman, hem de rahim değil mi? sunduğu bu rızkı yemeye başlamadan
önce onun ismini anmak doğru olmaz mı?
yaşlı adamın cevabı:
"benim dinimde böyle bir adet yok" şeklinde oldu.
"hangi dindensin sen?"
"mecusiyim." adam ateşe tapılan bir dine mensuptu.
hz. ibrahim buna çok kızdı ve adamı evinden kovdu.yaşlı adam oradan
uzaklaşırken. hz. cebrail, hz. ibrahim"e geldi. bir mesaj getirmişti.
ona, allah"ın kendisine inanmayan bu adamı 70 senedir
rızıklandırdığını, ama onun, yani hz. ibrahim"in bir öğün yemek
bile tahammül edemediğini bildirdi. hz. ibrahim hatasını anlamıştı.
hz. ibrahim bir kerede yerinden zipladi ve yasli adama dogru kostu, söyle dedi:
"geri gel! onu bilmesen de!sana olan tutumumdan dolayi rabbim tarafindan uyarildim."
yasli adam sordu "fikrini degistiren ne oldu?
"hz. ibrahim bilgilendigi konuyu o'na tekrarladi, ve yasli adama yalvardi
"lütfen,allah askina, gel, benimle beraber otur ve yemegimi paylas". yasli adam o'na cevap verdi,"rabbin sana bunu mu söyledi?""evet rabbim böyle dedi" dedi hz. ibrahim.yasli adam söyle dedi:"senin rabbin gerçekten büyük ve yüce bir rabmis. öyleyse
bende senin rabbine inandım".