sınav zamanı, çizim yapan mimarlık öğrencisi ve annesi arasında geçen diyalog.
m.ö: mimarlık öğrencisi
a: anne
m.ö: efendim
a: oğlum napıyosun?
m.ö: iyi anne, çizim yapıyorum sen?
a: hee iyi bitiremedin mi daha?
m.ö: yok bitmedi daha.
a: tamam oğlum kolay gelsin.
aradan 1 saat geçer...
m.ö: alo
a: oğlum napıyosun?
m.ö: çizim yapıyorum hâlâ anne, noldu?
a: he hiç, yeni telefon aldım da deneyeyim bir dedim.
m.ö: iyi anne!
aradan 2-3 saat geçer...
m.ö: söyle anne
a: insan önce bi efendim der oğlum.
m.ö: efendim anne
a:naptın bitirebildin mi çizimleri?
m.ö: yahu 3 saatte 1 haftada bitecek çizimi nasıl bitireyim?
a:öf iyi tamam sormakta suç zaten.
aradan 1 gün geçer...
m.ö: efendiim
a: napıyosun oğlum, nasıl gidiyor?
m.ö: iyi anne, nolsun çizim yapıyorum
a: aa bitiremedin mi sen hâlâ
m.ö: yok bitiremedim, daha çok işim var
a: bak dayı oğluna, okudu bitirdi mezun oldu. günde 1 proje çiziyormuş
m.ö: ee napıyım yani, napıyım! aferim ona.
aradan 2 gün geçer...
m.ö: efendim anne
a: naptın oğlum, bitti mi işin, şöyle oturup bir konuşamadık
m.ö: yok anne bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek. ben bitince seni ararım
a: öf iyi, ne çizimmiş sanki eiffel kulesini çiziyosun (çok dokunmuştur bu söz)
m.ö: olduu görüşürüz.
akabinde 1 haftalık çizim sürecinde, annem günde 1-2 defa arayarak, bünyemde juri stresinden daha büyük bir stres yaratmıştır. en sonunda telefonu kapattım tamamen.