felsefede tanrı görüşü ile, felsefeyi bir 250 yıl kadar tıkayan, çıkmaza ve kasvete sokan gazali de, felsefeye tanrı kavramını tekrar/ya da ilk sokarak belki de bilmeyerek aynı zamanda evrimin de dine ya da dinlere olan bakış açısına bir karşıt görüş geliştirmişti. üniversitede bir profesörüm bir iddia ortaya atmıştı. avrupa'da iletişim halinde olduğu ateist bir genetik doktoru ile konuşmasında, o doktorun özellikle genetik biliminde artık bile bile ilerleme kaydetmediklerini, eğer birkaç adım daha ilerlerlerse, tanrı'nın varlığının mutlaklığına dair önlerinde hiçbir engel kalmayacağını gördüklerini söylemiş. elbette bu bir özeleştri ya da bilimin geldiği nokta hakkında söylenmiş üstü kapalı bir açıklama olabilir. ancak benzer şekilde evrimin günümüz dünyasında bahis konusu olan başlıktaki noktaya gelmesi belki de kavramları, fanatizmle ne kadar aşağılara çektiğimizin göstergesi.
evrimin ideoloji bazında kanıt bulamaması meselesine gelirsek. einstein bilindiği üzere eddington'ın uyglamalı bilimi sayesinde ortaya attığı o meşhur teorinin gerçekliğine kavuşabildi. eddington'ın pratikteki başarısından öncesinde ne ingiliz bilim kurulu ne de alman finansmanlar einstein'ın bu teorisini kaale alıyorlardı. ben bu evrimin içinde bulunduğu durumu da buna benzetirim. bugün her ne kadar fransa'da evrim üzerine çalışan bilim adamları ellerine kuru kafa geçirdiklerini ve bunun bir kanıt olduğunu savunsalar da, insanların kafalarında oluşmuş (nedenleri uzun uzadıya tartışılabilir) evrim şablonunu değiştirmek şu saatten sonra bana güç geliyor.
biyolojik evrimin dini çevre tarafından kabul görmesi meselesine de ben şu şekilde bakarım: herhangi bir dini, muhafazakar diye nitelendirebileceğimiz seviyede kabul etmiş ve yaşayan bir insana bilimsel açıdan evrimin varlığını, "etimolojik olarak" anlatsak, kabul edeceğini zannediyorum. nitekim etimolojide evrim: değişim, gelişim, yetişme olarak geçer. burada da evrenin her an değişim eyleemi içinde olduğu, asla sabit kalmadığı görüşü araya giriyor ve evrimin gelişim ya da değişim manasında gerçekliği kabul görülmüş oluyor.
ancak darwin'in evrimi diyelim, söz konusu olduğunda, (#13502963) de de bahsedildiği gibi:
"herhangi bir inançlının, biyolojik evrimi kabul etmesi söz konusu değildir. kabul edilmesi halinde nasıl bir inanç içinde olduğunu yeniden sorgulaması gerekmektedir. evrim'in en basit tanımı; "değişerek ürtemektir" ki akıllı tasarımcılar, insanoğlunun tanrının suretinden olduğunu ileri sürerek, homo sapiens sapiens (modern insan)'in geçmişten bugüne değişmeden kaldığını iddia eder. bu iddiasının dışına çıktığı zaman inandığı dinin de dışına çıkar."
görüşü bariz bir şekilde karşımızda belirir. din çevresinin çelişkili durumuna değil de, evrimin -biyolojik ya da ideolojik fark etmez- tanımlanmasına odaklanırsak, temelinde bazı katı ve kati duruşunu belirlemiş bir kavramlar ve sezgiler bütünü olan her türlü dinin aslında evrime karşı durduğunu gösterir. din çevresinin evrimi kabul etmesi elbette kendi çelişkileri olup, dinin herhangi bir dinaminiğine zarar veremez. verilen zarar şahsın dine olan bakış açısınadır.
her nedense ilk entry'deki bazı noktalar bana şu sözü ve söyleyeni hatırlattı: