yıllardır bende bir çelişki oluşturan filmlerdir. sabredip izlersem bir anlam bulduğum, ama sabretmekte zorlandığım filmler, belkide çoğumuzun olduğu gibi. bir 3 maymun filminin realist duruşunun tadı, bir sonbahar'ın içime dokunuşu falan. bunun yanısıra birçok yarıda bıraktığım film..
herneyse internetten psikolojinin modern kuramlarından biri olan transaksiyonel analiz kuramını araştırırken ordan bir yorum dikkatimi çekiverdi.
bu sanatsal fimlerde olayların yavaş akışı realist olmakla birlikte ( hatta bazen sürrealist, gereğinden fazla durağan) olayların yavaş akışı, laf kalabalığının az olması seyirciyi olaya daha fazla dahil etmek içinmiş bir nevi. böylece seyirci olayların üzerinde düşünebilme, kendi duygularını tartışabilme ve değerlerini gözden geçirebilme fırsatını yakalıyormuş. birde etkileyici müzikler arka fonda olunca, eğer uyumazsak düşünmemiz için oldukça fırsat oluyor sahiden. dikkat edilirse hızlı tempoda işlenen konularda abartı olacaktır diye de bağlamışlar olayı. sanatsal fimleri anlamlandırmakta zorlananlar için açıklayıcı sanırım. ya sabır..